Bismillahir-rahmanir-rahim.
Bilirsiniz, çoğu âlimler, “Kur’an Bakara’da, Bakara Fatiha’da, Fatiha besmele’de özetlenmiştir.” derler.
Yine malumdur ki, insanın tüm ihtiyaçlarına Kur’an’da bir cevap vardır.
İşte bu iki hükmü birleştirdiğimizde karşımıza şu sonuç çıkar: “İnsanın tüm ihtiyaçlarına özet bir cevap besmele’de vardır.”
Peki bu mümkün müdür? Nasıl olur da, yaratıcımızın üç isminden oluşan besmele, bir insanın hemen tüm ihtiyaçlarına cevap verebilir?
İsterseniz önce insanın en temel ihtiyaçlarına bakalım:
İnsan, hayatını sürdürebilmek için, üç ana unsura muhtaçtır:
Birincisi, kendisi için faydalı ve zararlı olacak şeyleri ayırt etmek.
İkincisi, faydalı şeyleri elde etmek.
Üçüncüsü, zararlı şeylerden sakınmak.
Bunları yapabilen bir insan, hayatını dengeli ve sağlıklı biçimde sürdürebilir.
İşte besmele’de anılan üç isim, tam da bu üç temel ihtiyaca birebir denk düşmektedir.
Şöyle ki:
1- İnsan için neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu bilmek, ancak insanı ve tüm kâinatı yaratan Allah’ın bilebileceği bir şeydir. Baştaki “Allah” ismi buna işaret eder.
2- İnsanın ihtiyacı olan faydalı şeyleri yaratan ve ona ikram eden, onu besleyip büyüten, ancak “Rahman”dır. Zaten genellikle “Rahman”a “Rezzak” manası verilmiştir.
3- Korktuğu, çekindiği zararlı şeylerden insanı koruyabilecek, onları insandan uzak tutabilecek olan ise, ancak “Rahim” olan zattır; onu esirgeyen, koruyan Rabbidir.
Sonuç olarak denebilir ki, iyiyi-kötüyü ayırmak, iyiyi elde edip kötüden de uzak kalmak için, Allah, Rahman ve Rahim olan o zat, insana kâfidir.
Yani, insanın tüm temel ihtiyaçları için, sadece besmele yeter.
Ve ne ilginçtir ki, “besmele” isminin başındaki “bes” hecesi, Farsça “yeter” anlamındadır.