TR EN

Dil Seçin

Ara

Ocak 2020

post-title

Ocak 2020, 517

PDF DOSYASI

Merhaba değerli dostlar,

Günler hiç bitmeseydi, o zaman aylar, yıllar da olmayacaktı. Yekpare bir zaman içinde yaşamanın da türlü çeşit zorlukları olacaktı… İyi ki böyle bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyin belli bir nizamda aktığı, taze başlangıçların, yeni yeni doğumların, her gün, her ay, her yıl yeni bir âleme uyanmanın güzelliğini ve özelliğini başka ne yaşatabilirdi insana… Hikmetine hamd ediyoruz Rabbimizin.

Hayata Molla Kasım gözüyle değil de Yunus Emre’nin nazarıyla bakmaya ihtiyacımız var. Yaratılanı, Yaradan’dan ötürü hoş görmeye ihtiyacımız var. Hayat Yunus gibi görünce, bilince, sevince hayat oluyor…

İnsan, iman ile kendini buluyor, yaşamanın anlamı da böyle olunca çözülüyor.

‘Muhabbet’ten daha iyi ne anlatır hayatı… Ve şu beyit: “Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, / Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl…”

Bakın; uzayda etrafımızda ya ateş, ya soğuk mu soğuk kaya görüyoruz. Bizim için Güneş’ten koparılan küçük bir parça, yemyeşil, masmavi bir ev yapılmış; tam bize uyan, yaşayabileceğimiz, nefes alabileceğimiz bir dünyaya gözümüzü açıyoruz her gün… Yiyeceğimiz, içeceğimiz her şey bizim hoşumuza gidecek şekilde ve üstelik topraktan yapılıyor… Kendimizi bile bilemezken, her şeyi anlıyor, biliyor, seviyoruz… Rabbimiz bizi hiçlikten alıp çıkarıyor, bizi biz yapıyor… İçimiz, dışımız binbir nimetle sarılmış… Bütün bunları muhabbetten daha iyi ne anlatır… Allah’ın (cc) bize ihtiyacı yok, sevmeseydi yaratmazdı…

Böyle bakmak için Allah’ın Habibinin (asm) terbiyesini giyinmeliyiz. Zamanın tuzaklarına karşı koyabilme şuurunu ve gücünü burada bulabiliriz. Böylece güzel görüp, güzel düşünebiliriz.

Muhabbetle başlayan, muhabbetle yol alan bir kafile Zafer… Yola koyulalı, bismillah diyeli 43 yıl oldu elhamdülillah.

Bu büyük bir başarıdır, büyük bir nimettir. Allah’ın âdeti üzere her nimeti sebeplerle verdiği gibi bu noktaya da sebep olanların omuzlarında geldik. Yazarından okuyucularına kadar herkes bu zaferden hissedar, bu şereften nasipdar. Ne demişler “Niyet hayır, âkıbet hayır.”

Vefalı yazarlarımız ve sadık dostlarımız okuyucularımızla bu kafilede birlikte olmak bizim için başlı başına büyük bir haz vesilesi…

Gençler, hatırı sayılır çoğunlukta bayanlar ve vefat edene kadar aboneliğini bırakmayan ebedi dostlarımız olan okuyucularımız var. Biz bir aileyiz… Geçenlerde artık okuyamadığı halde aboneliğini bırakmayan bir Zafer dostuyla konuştuk. Merakla sordu nasıl gidiyor, kimler okuyor, nasıl dönüşleri oluyor?.. Konuştuk, şevklendik… Okuyamadığı halde Zafer’in gelmesini niçin istediğini de o zaman söyledi: “Ben o kadar insana ulaşamam, anlatamam; ama ulaşan, anlatan var. Onu orada gördükçe okuyanları hayal ediyorum…”

Evet her yaştan okuyucularımızla, bu amcamız gibi sadık, vefalı, gani gönüllü dostlarımızla yürüyeceğiz inşaallah. Selim Abimizin duasını tekrarlıyoruz; “Yâ Rab! Zaferimizi kıyamete kadar daim eyle. Amin.”

Evet nereye gitsek, hangi ortamda bulunsak Zafer’in dokunduğu, güzel izler bıraktığı bir hayat illa ki oluyor. Güzellikler eke eke gelinmiş bu noktaya.

Rabbimiz emeği geçen herkese karşılığını dünyada da, ahirette de bol bol versin.

Rabbimiz muhabbetimizi bol eylesin; muhabbetle yaşayalım, muhabbetle yaklaşalım her şeye ve herkese…

Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…

Selam ve muhabbetlerimizle.

 

— Suat Ünsal

Dergideki Yazılar