TR EN

Dil Seçin

Ara

Kırlangıçların Göçü

“Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve

dizi dizi uçan kuşlar,

gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir.

Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir.

Allah onların işlediklerini bilendir.”

— Nur Suresi, 41

 

Baharla beraber “kuş göçü’’ de başladı... İşte o kuşlardan biri: Kırlangıç...

Kırlangıçların yapmış oldukları mevsimlik göçler ekseriyetle çok uzun olmaktadır. Kır kırlangıcı kuzey Avrupa’dan güney Afrika’ya kadar 11.000 km gibi uzun bir yol kat eder ve bu büyük yolculuğu bir sene içinde iki defa yapar.

Kuzey kutbu deniz kırlangıcı ise her sene kuzey kutbundan güney kutbuna kadar uçar. Bu göç, kuşlar alemindeki en uzun göç olup 34.400 km’dir.

Kırlangıçlar tüm Avrupa’da yaygındır, İskandinavya’dan, Türkiye’ye ve hatta Afrika’nın Akdeniz kıyılarına kadar birçok yerde görülür. Kırlangıçları Avrupa’da yalnızca baharda ve yazın görebilirsiniz. Kırlangıçlar bahar zamanında üremek, yuva yapmak ve yavrularını büyütmek için kuzeye, Avrupa’ya uçarlar.

Türkiye’de ise bu kuşları Mart-Eylül aylarında görmek mümkündür.

Kırlangıçlar efsanevi uçucudurlar. Çok çeviktirler ve zamanlarının çoğunu böcekleri yakalamak için havada geçirirler. Geniş, yassı ve üçgen şeklindeki gagaları geniş yırtmaçlı olup, sinek, sivrisinek gibi küçük böcekleri havada ağızları açık olarak uçarken rahatlıkla avlayabilirler. Dolayısıyla, bu kuş zararlı böceklerin baş düşmanlarındandır.

Eğer kırlangıç gibi kuşlar karaların çoğunun bulunduğu kuzey bölgelerine göç etmeselerdi ve yılın dörtte üçünü burada geçirmeselerdi, haşereler buralarda muazzam bir bitki katliamı yapardı.

Baharda milyonlarca böcek, bitkiler üzerine yumurta bırakır. Bunlardan çıkan tırtıllar, kuşlar tarafından yenilerek nüfusları kontrol altında tutulur. Yani kuşlar, çeşitli kurt, böcek ve çekirge yumurtalarını yiyerek mutlak bir kıtlığın önüne geçerler.

Bu kuşların ayakları kısa ve sıskadır. Ancak kısa bir müddet için bir yere konmuş olan kuşu ayakta tutabilecek güçtedir. Kısa ayaklarının tırnakları sivri olduğundan düz ve yassı zeminlere rahatça tutunurlar. Fakat diğer taraftan kırlangıçların kanatları uzun, dar ve sivridir, diğer bir ifadeyle havada uzun bir süre kalmaya ve hızlı olarak uçmağa uygundur. Allah yerde yürümekte zorluk çeken bu kuşa havada rahatlıkla uçabilmesi için mükemmel bir kuyruk da vermiştir. Öyle ki bu kuyruklarını dümen olarak kullanabilir, ani dalışlar yapabilirler.

Kuyruklarının çatallı kanatları, uzun ve sivri olması sayesinde de hızlı uçarlar. Bu yaratılışları sayesinde kırlangıçlar havada yer, içer, yıkanır ve yine havada uyur.

Bizler, ayakta uyumak değil, sırasında herhangi bir üzüntü veya düşüncemiz olsa, yumuşak yataklarda bile uyuyamayız, diğer taraftan kırlangıçlar ise hem havada uçarlar hem de rahat bir döşekte yatıyorlarmış gibi mışıl mışıl uyurlar. Bir yuva kurana kadar da karaya inmeye pek ihtiyaçları yoktur.

Peki gökyüzünün maviliklerine aşina bu çevik kuşun uçuş sürati ne kadardır?

Hemen söyleyeyim. Saatte tam 161 km. Evet yanlış duymadınız. Hız limitlerini aşmış bir otomobille yarış edebilecek kadar hızlı.

Kırlangıçlar göç mevsimi gelince hazırlıklarını bitirip uzun yolculuklarına çıkarlar. Havaların güzel veya kötü olması onların hareket gününü değiştirmez. Eylül ayının son günleri havalar sıcak da olsa, hava açık olup güneş her tarafı ısıtsa dahi, onlar sıcak güney ülkelerine gitmek üzere göçe başlarlar.

Kırlangıç türlerinin hayatı havada geçmekle beraber, bu güzel kuşlar yumurtlamak ve yumurtadan çıkan yavruları barındırabilmek ve uçabilecek hale gelene kadar büyütmek için için uygun bir yuvaya ihtiyaç duyarlar. Bu yuvaları kimsenin yetişemeyeceği çatı altlarına yaparlar.

Yuvayı meydana getiren yapı malzemeleri ise pek ilginçtir; çamur, kil, ot ve saman.

Bu malzemeler ile çok eften püften bir yuva yapılabilir, fakat böyle olmaz. Kırlangıçların öyle bir tükürüğü vardır ki, en basit çamur parçası dahi bu tükürük ile karıştığı zaman beton gibi sağlam olur.

Kırlangıçlar çamur, kil ve saman gibi basit malzemeleri tükürüğü ile uygun kıvamda karıştırıp bitkisel içerikli bir beton imal eder ve bu betonu, gagası arasında bıkıp usanmadan taşıyıp usta bir duvarcı gibi saçak altındaki duvar kısımlarına kat kat yapıştırarak hoş görünüşlü orijinal yuvasını inşa eder.

Yuvanın yapımından sonra kırlangıcın işi bitmemiştir. Bu defa yuvanın içini etraftan temin etmiş olduğu samanlarla döşeyerek kendileri ve yavruları için yumuşacık bir döşek hazırlarlar.

Kırlangıçların ilginç bir özelliği de, yapmış oldukları yuvaları pek temiz tutmalarıdır. Yavruları yuvanın içini kirletecek olsa, hemen anne kırlangıç bu kiri temizler, ayrıca kendileri de def-i tabiilerini yapacakları zaman vücutlarının arka kısımlarını yuvadan dışarı çıkararak, işlerini yuvalarının dışına yaparlar. Yani bu sevimli kuşlar, yuvalarına ve yavrularına pek düşkün olup, pek de temizdirler.

Biraz da kırlangıçların yavruları üzerinde duralım.

Yumurtadan yeni çıkmış olan yavrular iyi gelişmemiştir ve çıplak denecek kadar tüysüzdür. Ancak 3 haftalık bir müddet geçtikten sonra kendi başlarına yuvadan uçup hayatlarını devam ettirecek kadar büyürler. Bu süreçte anne kırlangıç devamlı olarak avlanıp yakaladığı böcekleri yuvaya taşıyarak yavrularına yedirir. Daha anne kırlangıç yuvaya konar konmaz, yavrular hemen başlarını yukarı kaldırıp, ağızlarını açarak gelecek kısmeti beklerler, anneleri de üzerine titrediği yavrularının ağızlarına teker teker rızıklarını bırakır.

Bir kırlangıç yuvası bulduğunuzda çok sessiz olabilirseniz yuvada yavrularını böceklerle besleyen kırlangıç ailelerini görebilirsiniz. Emin olun, bu gerçekten çok değerli bir gösteridir.