Uzayda Yaşayabilen Su Ayısı
Bilimsel adı ‘tardigrade’ olan, ama ‘su ayısı’ olarak da bilinen mikroskobik bir canlı türü uzay ortamında sağ kalmayı beceren ilk hayvan olma ünvanına sahip.
BİLİMSEL adı ‘tardigrade’ olan, ama ‘su ayısı’ olarak da bilinen mikroskobik bir canlı türü uzay ortamında sağ kalmayı beceren ilk hayvan olma ünvanına sahip. Uzayın oksijensiz boşluğunda, üstelik dondurucu bir soğukta, güneş rüzgarlarının radyoaktif etkisine karşı göğüs gerebiliyor.
En son uzaya gönderilen uzay mekiği Endeavour’un ‘minik’ yolcularından birisi de, işte bu su ayısıydı.
Astronotların amacı, boyu bir milimetreyi bile bulmayan, fakat dünyanın en dayanıklı hayvan türü olarak tanımlanan ‘su ayısının’ yerküreden ayrılsa dahi yaşamayı nasıl sürdürdüğünü keşfetmek. Merak edilen noktalardan birisi, su ayısının DNA’sının bir değişikliğe uğrayıp uğramadığı...
Ayrıca uzayın vakum etkisi altında kalmasına karşın, aşırı susuzluğa ve kozmik ışınlara yenik düşmemeyi nasıl becerdiği de merak edilen bir diğer konu.
NASA’nın bu mikroskobik canlıya olan ilgisi, hiç kuşkusuz, insanoğlunun uzayda yaşamaya dair ümitleriyle doğrudan ilişkili.
Acaba onun metabolizmasından alınacak örneklerden hareketle, insanın da uzayda hayatta kalabilmesi mümkün olabilir mi? Ona bakılıyor.
Bir Müslüman olarak ayrıca bu hayvandan şöyle bir ibret alabiliriz: Allah’ın bir canlıyı hayatta tutmak için hiçbir sebebe ihtiyacının olmadığı... Su ayısı, uzayda oksijensiz hayatta kalarak, oksijenin de diğer sebeplerin de belirleyici bir rollerinin olmadığını, canlılığın ancak Allah’ın yaratmasına bağlı olduğunu açıkça gösteriyor. Bilimsel araştırmalar ise bunun nasıl olduğunu bulmaya çalışıyor. Araştırmalarımızla, nasıl olduğunu, yani Allah'ın nasıl yarattığını buluyoruz.