TR EN

Dil Seçin

Ara

Peyami Safa, insanı tanımlarken,

yaratılış ağacına verilen ilahî emeğin sonucunu da işaretliyor:

“İnsan, dünyanın en geç olgunlaşan meyvesidir.”

***

 

“Yazıyorum

kurtarmak için sevdiğimi

şiirsiz şehirlerden”

— Nizar Kabbani

 

***

 

Halil Cibran, Dûha Sûresi’nin müjdesini fark etmiş yüreğinde:

“Eğer kış, ‘bahar yüreğimde’ deseydi, ona kim inanırdı?”  

Cibran şöyle de yazabilirdi:

“Eğer dünya, ‘cennet yüreğimde’ deseydi, ona kim inanırdı?

Duyuyor olmalı o müjdeyi her baharın dudağından insan:

“Sana verecek Rabbin, sen de hoşnut olacaksın!” 


 

***

 

Mallarme, her şeyde anlam aramaya çağıran vahyin sesini vicdanında duymuş olmalı ki, ‘okuma’nın konusu görüyor her şeyi:

“Dünyada her şey kitap olsun diye var.”

 

***

 

Dostoyevski; 

“Evdeki en büyük uğraşım kitap okumaktı. 

İçimdeki sürekli kaynaşmayı dış etkilerle bastırmaya çalışırdım. 

Kullanabildiğim tek dış etki ise okumak, yalnızca okumaktı. 

En çok okumanın yardımı dokunuyordu bana; heyecan, zevk, acı... 

Okumaktan başka ne yapabileceğim şey ne de gidebileceğim yer vardı. 

Çevremde saygı duyduğum, beni kendine çekebilecek bir uğraş bulamıyordum.”

 

***

 

Leyla İpekçi, fetih kavramını ‘askerî işgal’le karıştıranlara karşı uyarıyor.

Fetih hiç bitmez. Fetih sürekli yenilenir. Yenilendikçe ‘açılır’ diyerek:

“Fetih gerçekleşmeden tevhid medeniyeti kurulamaz. Fetih, gönüllerin birbirine bitişmesiyle gerçekleşiyor. Bunun yolu da Hakka davet etmek, yani tebliğ. Tabii tebliği kuru kuru konuşmalar, vaazlar anlamında almamak gerek. Tebliğ; dosdoğru yaşama niyeti ve amelidir. Emredildiğimiz gibi. Nefsi ruha yükseltme mahareti. Kendi hayatında ve vücudunda tahakkuk eden hakikat algısını halklara duyurabilme ve bunu onlarla paylaşabilmek için hizmet etmektir.”

 

***

 

Albert Einstein’in yeryüzünün muktedirlerini iflas ettirecek çarpıcı bir matematik hesabı.

Bir tane ‘bir’ yüzünden ‘binler’ sıfırlanabilir:

“Dünyada bir tane dahi çocuk mutsuz olduğu sürece, büyük icatlar ve ilerlemeler yoktur.”

Sosyal medyada sahibini bulamadığımız bir sözde, “üşüme”nin tarifi öyle güzel yapılıyor ki:

Ve bağırdı annem tam kapıdan çıkarken: “Yüreğini ört! İnsanlar soğuk, üşürsün…”

***

 

Sosyal medyada sahibi bulamadığımız bir sözde, "üşüme"nin tarifi öyle güzel yapılıyor ki:

Ve bağırdı annem tam kapıdan çıkarken:

"Yüreğini ört! İnsanlar soğuk, üşürsün..."