TR EN

Dil Seçin

Ara

Aşılayıcı Rüzgârlar

“Ve aşılayıcı rüzgârlar gönderdik, gökten su indirdik de sizleri suladık…”

(Hicr, 22)

 

Ayette, yağmur oluşumundaki ilk aşamanın rüzgârlar olduğuna dikkat çekiliyor. Oysa yirminci yüzyılın başlarına kadar, rüzgârla yağmurun yağması arasındaki tek ilişki rüzgârın bulutları sürüklemesi olarak biliniyordu. Modern meteorolojik bulgular ise rüzgârların yağmurun oluşumunda aşılayıcı” rol oynadıklarını gösterdi.

Rüzgârların  bu aşılama özelliği, şöyle gerçekleşmektedir: Okyanusların ve denizlerin yüzeyinde, köpüklenme nedeniyle her an sayısız hava kabarcığı oluşmaktadır. Bu kabarcıklar patladıkları anda, milimetrenin 100de biri çapındaki binlerce parçacığı havaya fırlatırlar. Aerosol” adı verilen bu parçacıklar, rüzgârlar sayesinde karalardan gelen tozlarla karışarak atmosferin üst katmanlarına taşınır. Rüzgârların bu şekilde yükseklere taşıdığı parçacıklar, burada su buharı ile temas eder. Su buharı da bu parçacıkların etrafına toplanarak yoğunlaşır ve su damlacıklarına dönüşür. Bu su damlacıkları önce bir araya gelerek bulutları oluşturur, bir süre sonra da yağmur olarak yeryüzüne iner. Görüldüğü gibi rüzgârlar, havada serbest halde bulunan su buharını denizlerden taşıdıkları parçacıklarla aşılamakta” ve böylece yağmur bulutlarının oluşumunu sağlamaktadır.

Eğer rüzgârların bu özelliği olmasa, yüksek atmosferdeki su damlacıkları hiçbir zaman oluşamayacak ve yağmur diye bir şey de olmayacaktı.

Ayette rüzgârların aşılayıcı yönüyle ilgili haber verilen diğer bir bilgi de, rüzgârların bitkilerin döllenmesindeki rolüdür. Yeryüzündeki pek çok bitki, türünün devamını polenlerini rüzgâr vasıtasıyla dağıtarak sağlar. Birçok açık tohumlu bitki, çam ağaçları, palmiye ve benzeri ağaçlar, ayrıca çiçek veren tüm tohumlu bitkiler ile çimensi otların tamamı rüzgârlarla döllenirler. Rüzgâr, çiçek tozlarını bitkilerden alıp, aynı türden diğer bitkilere taşıyarak döllenmeyi gerçekleştirir.

Rüzgârın bitkiler üzerinde nasıl bir aşılama yapabileceği yakın zamanlara kadar bilinmiyordu. Ancak bitkilerin de erkek ve dişi olmak üzere cinsiyet farkı olduğunun anlaşılması üzerine, rüzgârların böyle bir aşılayıcı etkisi olduğu anlaşıldı. Bu gerçeğe Kuranda Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel çiftten bir bitki bitirdik” (Lokman, 10) âyetiyle dikkat çekilmektedir.