“Menekşenin diğer kokulara üstünlüğü,
benim diğer mahlukata üstünlüğüm gibidir.”
— Hz. Peygamberimiz (asm)
***
“Kendi değerini bilmemesi insana cahillik olarak yeter.”
— Hz. Ali (kv)
***
AMPULÜN KEŞFİ
Edison ampulden ışık elde etmeyi o kadar kafasına koymuştu ki çevresinde olup biten her şeyi ve amacını hep ona bağlıyor, her şeyden olumlu ve faydalı bilgiler çıkarıyordu. Sayısız deneyler yapmış fakat ampulün o sihirli ışığını henüz ortaya çıkaramamıştı. Eşi bir gün ona:
“Yeter artık ya; yeter artık. Bıktım senden. Bu işten ne zaman vazgeçeceksin? Bu gidişle sen ancak havanı alırsın.” diye öfkelendiği sırada laboratuarında çalışan Edison’un kafasındaki ampül yanar:
“Ne, hava mı? Demek ki ben ampulün içindeki havayı almalıyım.”
Eşine teşekkür eder, ampulün içindeki havayı alır ve o sihirli ışık ortaya çıkar.
***
“Yazık, gençliğin defteri dürüldü gitti!
Hayatın o taze baharı güz oldu gitti!
Adına gençlik denilen şey var ya,
Anlamadım ki, ne zaman geldi, ne zaman gitti!”
— Ömer Hayyam
***
İNSANI İNSAN YAPAN ŞEYLER
Bizi güçlü yapan, yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir.
Bizi zengin yapan, kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir.
Bizi bilgili yapan, okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.
Ve bizi sevimli yapan da, başkalarına verdiğimiz öğütler değil, kendi uyguladıklarımızdır.
***
Babam daima iki şeyi unutmamamı söylerdi:
“Her şeyin daima göründüğü gibi olmadığını ve dereyi geçerken at değiştirmemeyi.”
— John B. Spooner
***
FİLOZOFTAN TAVSİYE
Biri Sokrates’e gider canının çok sıkıldığını söyler, akıl danışır. Filozof da ona:
“Tatile çık ama sakın ola ki yanına seni sıkacak bir şey alma.” der. Adam bu tavsiyeyi dinler, tatile çıkar. Ama pek de umduğunu bulamaz. Döndükten sonra yine filozofa gider:
“Tavsiye ettiğin şey hiç işe yaramadı. Söylediğin gibi yanıma hiçbir şey almadan tatile çıktım ama yine de hiç bir fayda göremedim.” diye dert yanar.
Sokrates:
“Dostum, ben yanına hiçbir şey alma demiştim sana. Fakat görüyorum ki sen yanına almaman gereken en önemli şeyi almışsın. Sıkıntılarını, kederlerini almışsın, hep seninle birlikteymiş onlar. Bu kötü düşünceler yüzünden rahatlayamamışsın.”
***
“Bir duyma da gürültüsünü
Dallarda çatırdayarak açılan fıstıkların,
Gör bak ne oluyorsun.
Bir duyma da gör şu yağan yağmuru;
Bir duyma da kokusunu yosunların
Istakozun, karidesin, denizden esen rüzgârın…”
— Orhan Veli
***
“Sade undan helva olmaz, bal gerekir kazana
Baba malı tez tükenir, gerek oğul kazana!”
***
YAZI
Yazı işi bir eğitim işidir. Kişioğlu, kendini birtakım kurallardan, zorluklardan geçirmeden iyi yazının, dört başı bayındır yazının üstesinden gelemez. Flaubert olsun, Proust olsun bütün büyük sanatçılar sağlam ve oturaklı düz yazıya kendilerini bir sıkıya, bir düzene sokmakla varmışlardır. Flaubert her gün penceresinin önüne oturur gördüklerini yazarmış. Balzac da öyle. Balzac’ın, her gün 2000 sözcük yazmadan masasından kalktığını işiten olmamış.
— Salah Birsel
***
SABAH
Zekânın buram buram tüttüğü o sabah vakitlerinde bir şeyler ortaya koyamayan, yazamayan, suçların en büyüğünü işlemektedir.
— Nietzsche
***
AYNA
Kitap bir aynadır. Ona bir maymun bakmışsa, orada elbet bir havari görüntüsü belirmez.
— Lichtenberg
***
GELİŞME
Dünyada en büyük gelişimler yavaş yavaş ve kademe kademe olmuştur, patlama ve devrimlerle değil. İnsan ruhundaki değişimler de aynı şekilde meydana gelir. Bütün büyük düşünceler, yaşayan düşüncelerdir. Büyüyebilir ve değişebilirler. Bu bir ağacın büyüme ve değişmesine benzer, bir bulutunkine değil.
— J. Ruskin