TR EN

Dil Seçin

Ara

Havaların ısınmaya başlaması, baharın ilk müjdecisidir. Önce hava ısınır, sonra su, sonra toprak. Bu olay halk arasında cemre düşmesiolarak ifade edilir. Dünyamızın güneş etrafında dönüş yörüngesinde güneşe yakınlaşmasını ifade eden cemreler, güneş ışınlarının hem nüfuz edebilme hem de güneşe yakınlık sırasına göre hava, su ve toprağı ısıtması anlamındadır.

İçimizi taze bir heyecan kaplar bu mevsimde. Damarlarımızdaki kanın daha hızlı dolaştığını hissederiz. Evimizin pencerelerini sık sık açıp havalandırırız. Dışarıya çıkıp güneşlenmekten büyük mutluluk duyarız. Diğer canlılar da aynı sevinci yaşarlar. Yuvalarından çıkan hayvanlar etrafta koşuşurlar. Yiyecek bir şeyler ararlar. Yuvalarındaki erzakları tükenmiştir çünkü. Kuşlar daldan dala uçarak ararlar yiyeceklerini. Bahara kavuşmanın sevincini cıvıldaşarak etrafa duyurmak isterler sanki. Kışın soğuk şartlarına göğüs germiş olan bitkiler ise bir ordunun askerleri gibi ayakta karşılarlar baharı. Hissiz duran cenazeler gibi görürüz onları kışın. Bahar geldiğinde ise uykudan uyanırcasına dirildiklerini fark ederiz. Çoğu bitkilerde önce yapraklar teşekkül ederken; erik, şeftali ve kayısı gibi bazı bitkilerde ise önce çiçekler açar sonra yapraklar.

 

Bahar Yağmurları

Nisan ve mayıs aylarında yağan yağmurlar bitkiler için çok faydalıdır. Sebebi de bitkilerin temel besinlerinden birisi azottur. Azot havada en çok bulunan gaz (%73) olmasına rağmen bitkiler bu gazı doğrudan kullanamazlar. Çünkü bitkilerde bu gazı parçalayacak enzim yoktur. Ancak şimşek çakması sırasında meydana gelen yüksek ısıyla azot gazı parçalanır ve havadaki oksijenle birleşir. Böylece meydana gelen nitrat iyonları yağmur damlaları için birer çekirdek rolü oynar ve bu yağmurların bünyesinde bol miktarda azot bulunur. İlkbaharda şimşek çakması daha çok görüldüğünden bu mevsimde yağan yağmurlar azotça zengindir. Belki de bu yüzden bahar yağmurlarına ma-i nisanve ab-ı hayatdenilmektedir. Zaten halkımız da yağmur yağdı’ yerine rahmet yağdı’ der.

Şimşek çakmasının anlamsız bir ses olmadığı, yağmurun ise boş bir şıpıltı olmadığı belki yeryüzündeki muhtaçlara yapılan bir müjde anonsudur ki; sizlere müjde sizlere besleyici bir su gönderilmektedir” dedikleri hâl dillerinden anlaşılır. Görünmeyen bahar hazırlığı yaprak ve çiçeklerin belirmesi baharın bitkilerdeki dış tezahürüdür. Oysa bitkilerin iç yapısında gözle görülmeyen nice bahar hazırlıkları vardır da farkında değiliz. İlim adamlarınca incelemeye alınan bu biyolojik olaylardan birkaçına işaret edelim:

Baharda yaprakların teşekkülünde kullanılacak olan proteinler, kıştan önce bitkinin köklerinde bulunan parankima hücrelerinde depolanmıştır. Bu hücreler çeşitli organik maddelerin depolandığı birer kiler görevi yaparlar. Buradaki proteinler aminoasit adı verilen yapıtaşları hâlinde bahar başlangıcında bitkinin yukarı kısımlarına yani yaprakların inşa edileceği yerlere taşınırlar. Yaprakların teşekkülü önemli bir iştir ve her iş bir enerjiye ihtiyaç gösterir. Bu enerji de bitkinin köklerinden önceden depolanmış olan besin maddelerinin üst kısımlara taşınarak buradaki hücrelerde, mitokondri adı verilen ve büyüklüğü ancak milimetrenin on binde biri kadar küçük olan mikrosantrallarda enerjiye dönüştürülerek elde edilir. Bu yüzden köklerdeki organik maddeler, bahar başlangıcında gövdedeki iletim boruları vasıtasıyla yapraklara taşınırlar. Ne zamana kadar mı? Yapraklar normal büyüklüklerinin üçte birine ulaşıncaya kadar. Artık yapraklar yeterli fotosentez kapasitesine sahip olduklarından bu kez yapraklarda fotosentezle üretilen besin maddeleri yapraktan çiçeğe doğru taşınmaya başlar. Çiçekler baharda döllendikten sonra meyvaya dönüştürülür. Meyvanın büyüyüp olgunlaşması için bir besin kaynağına ihtiyaç vardır, o da yapraktır. Ağaçların yavruları hükmünde olan meyvalar, yaprak mutfağında pişirilen gıdalarla beslenirler. Yapraklar meyvalar için, meyvalarda da bizim için bir besin kaynağı olarak hazırlanmıştır.

 

Otomatik Pencereler

Bitkilerde baharla birlikte gözle görülemeyecek kadar küçük pencereler açılır. Kış boyunca kapalı olan pencereler bitkinin yapraklarında ve gövdesinde bulunur. Yapraktaki pencerelere stoma, gövdedekilere de lentisel adı verilir. Bir volkan bacasını andıran lentisellerin ağız kısmı kışın bir mantar dokuyla kapatıldığı halde ilkbaharda enzimlerin mantar dokuyu eritmesiyle bu pencereler tekrar açılır. Yapraktaki stoma adı verilen pencereler ise yaprakların teşekkülüyle birlikte çalışmaya başlarlar. Bu pencereler gündüz açılıp gece kapanan ve normal havada açık olduğu halde fırtınalı havalarda kapanan otomatik pencerelerdir. Henüz insanoğlunun yapamadığı ve çevre şartlarına göre açılıp kapanabilen bu pencerelerden bitki teneffüs eder ve fotosentezde ihtiyacı olan karbondioksit gazını alarak havaya oksijen verir. Böylece havayı temizler. Bahara hazırlık olayı evrende genel bir kanun şeklinde tezahür ediyor. Bu kanunun bir ucu insanlarda ve hayvanlarda görüldüğü gibi diğer bir ucu da geniş çapta bitkilerde görülür. Bu genellik bütün kâinatta hükmeden kudreti sonsuz bir zâta işaret ettiği gibi, bu zât, her sene, yazı kışa kışı bahara çevirerek nihayetsiz rahmet hazinelerini ağaçların elleriyle biz muhtaçlara uzatıyor. Acaba bütün bunlar için tefekkür ve teşekkürle mukabele edebiliyor muyuz?