Erteleme Hastalığı: Kişinin yapması gereken işleri ve sorumlulukları sürekli olarak ertelemesi veya yapmaktan kaçınmasıdır. Hayatın gerçeklerinden kaçınma durumudur.
Bu durum arttıkça, herhangi bir etkinlik öylesine zor gözükür ki hiçbir şey yapmama isteğiyle boğulmaya başlarsınız. Sadece kendinizi normal uyarı ve zevk kaynaklarından mahrum etmekle kalmazsınız, üretkenliğinizin olmaması kendinize de öfkenizi artırır. İçine düştüğünüz durumun farkına varmazsanız, bu durum haftalarca hatta yıllarca sürebilir. İşlerini sürekli erteleyen bir kişi kaygı ve endişe dolu bir hayat sürer. Bu durum kişinin psikolojisini, ilişkilerini ve başarılarını etkiler. Kişi uzun vadeli ve emek isteyen başarılar yerine anlık haz ve zevklerin peşinden gider.
Erteleme Hastalığından Kurtulmak İçin Yöntemler:
Küçük Adımlar
Erteleme hastalığından kurtulmak için ilk adım. Yapmanız gereken ama sürekli ertelediğiniz bir işi küçük parçalara bölün. Bu yapmanız gereken işi, üzerinde çok düşünerek detaylarında boğulmanızı engeller. Örneğin, bir sunum, proje hazırlamanız gerekiyor. Ama başlamak için üşeniyorsunuz o gün için sadece ufak bir bölümünü yapın 15 sayfalık bir sunum hazırlayacaksanız sadece 3 sayfasını yaparak başlayın. Diğer günlerde 1-2 sayfa artırarak devam edebilirsiniz.
Kendinize Baskı Kurmayın
Bazen erteleme hastalığı nedeni kendinizi motive etmek için uygun bir sisteminizin olmaması da olabilir. Kendinizi bir yığın “gereklilikler,” “zorunluluklar” ve “-meli -malı” cümleleriyle motive etmeye çalışmak, istediğinizi yapma arzunuzu bitirir. Örneğin, pazartesi günü diyete başlamalıyım diyerek kendinizi motive etmeye çalışırsanız. İstemsiz şekilde kendinize baskı kurduğunuz için ters tepecektir.
Olması gereken pazartesi günü diyete başlarsam sağlığım ve vücudum için faydalı olacaktır. Fit bir vücut ile özgüvenim de artışa geçer ve kendimi daha iyi hissederim şeklinde bir içsel konuşmadır. Kendinizi motive tarzınız gereklilik değil istek şeklinde olmalıdır.
Kendi Fikriniz Olarak Kabul Ederek Yapın
Yapmak istemediğiniz şeyleri aileniz veya çevreniz sizi zorlayarak yaptırıyorsa. Yapmak istemediğiniz için reddederek kontrolünüzü sağlamaya ve saygınlığınızı korumaya çabalarsınız. Birisi, uygunsuz bir biçimde gerçekten yararınıza olacak bir şeyi yapmanızda ısrar ederse oldukça yıpratıcı bir duruma sokar. Çünkü, o kişinin dediğini yapmayı reddederseniz, sadece onunla inatlaşabilmek uğruna size fayda sağlayacak olayı yapmayı reddedersiniz.
Diğer taraftan, onun dediğini yaparsanız, ele geçirilmiş hissedersiniz. Zorlayıcı taleplere boyun eğdiğiniz için, onun sizi kontrol ettiği duygusuna kapılırsınız. Kimse baskı altında kalmak istemez. Herhangi bir konuda sizin yararınıza olacak ve yapmanız için zorlandığınız durumlarda karşı taraf ile aynı fikirde olun ama onun yapmanızı söylediği için değil kendi kararınızdan ötürü aynı fikirde olduğunuzu kendinize ve karşınıza söyleyerek yapın. Mesela: “Düşündüm ve bunu yapmamın benim yararıma olacağına karar verdim o yüzden yapacam.”
Verimli Olduğunuz Saati Belirleyin
Herkesin gün içinde verimli olduğu saat farklıdır. Verimli olduğunuz saat uyku düzeninizle alakalıdır. İnsanların en verimli oldukları saat genelde uyandıktan sonraki ilk saatlerdir. Çünkü uyandıktan sonra enerjimiz en üst düzeydedir. Yapacağımız işi gün içerisinde sürekli arkadaşlarla buluşayım sonra yaparım, tv izledikten sonra bakarım, biraz sosyal medyaya bakıyım sonra ilgilenirim gibi sebeplerle ertelersek asıl önemli olan işi yapmak için gerekli olan enerjiyi günün ilerleyen saatlerinde kendimizde bulamayabiliriz. Yapacağınız önemli işler için verimli saatlerinizi belirlemeli ve enerjiniz tazeyken yerine getirmelisiniz.
Zeigarnik Etkisinden Faydalanın
Zeigarnik etkisi, yarıda bıraktığımız şeylerin zihnimizde takılı kalması durumudur. Bir işe başlayıp o işi bitirmeyince ruhsal olarak acı duyarız ve o işi bitirmek isteriz. Zeigarnik etkisinden faydalanmak için bir işe hızlıca başlamamız gerekir. Bir işe hızlıca başlayıp bitirmek için de 5 saniye kuralından faydalanacağız.
5 saniye kuralı, başlamak istemediğimiz bir işe 5’ten geriye doğru sayarak hızlıca başlamamızı temsil eder. Zihin birçok düşünce ve bahanelerle doludur. Bunlar gerçeklikten uzaktır. 5’ten geriye doğru saymak düşünce akışını durdudur ve bahane üretmeyi engeller.
Üç Basamak Kuralı
Zorlu görünen işi pratik bölümlere ayırarak basitleştirmek için kullanılan bir yöntemdir. Yapılacak işin en basit 3 adımını bir kağıda yazmak ve ardından en basit 3 adımını uygulamak. Ders çalışmayı sürekli erteliyorsanız mesela, birinci adım çalışma kitaplarınızı masaya koymak, ikinci adım masaya oturmak, üçüncü adım başlayacağınız sayfayı açıp ilk cümleyi okumak. Çok basit gibi görünebilir ama bir kere başladıktan sonra devamı gelecektir.
Not: Etrafınızda dikkat dağıtıcı eşyaların ve insanların olmaması önemli. Mesela telefonu, bilgisayarı kaldırın. Samimi olduğunuz veya çok konuştuğunuz insanlar yanınızda olmasın.
Zaman Sınırlaması Yöntemi
Esnek ve uzun zaman aralığı yapacağımız işe ilgi ve odağımızı kaybetmemize neden olur. Zamanım nasılsa bol diyerek yapmaktan kaçınırız ve son güne bırakarak verimsiz ve kalite olarak daha düşük bir iş ortaya koyarız. Bu tekniğin amacı zamanı kısıtlamak ve verimi artırmaktır.
Bir kağıda veya telefona yapacağınız işe, ne zaman başlayacağınız ve bitireceğiniz saatleri yazın. Bu zaman kısıtlamasına uyun, o süre içerisinde istemsiz bir şekilde veriminiz de artacaktır. Bir alışkanlık haline getirerek bu tekniği hayatınızın her alanında kullanabilirsiniz.
İstek mi, Eylem mi?
Birçok insan ilk önce isteğin geldiğini daha sonra ise eyleme geçildiğini düşünür. Genelde ise, ilk olarak eylem gelir harekete geçtikten sonra da istek takip eder. Erteleyen kişiler ilham gelmesini sonra ise erteledikleri işleri yapacaklarını düşünürler. Ve ilhamın gelmesi için beklerler ama buradaki sorun şudur ki ne zaman geleceği veya gelip gelmeyeceği belli değildir. Herhangi bir işi yapmak için isteğinizin gelmesini beklemeyin, harekete geçin zaten istek de eylemi takip edecektir.