Şimdiye kadar kimse bir kitabın değerini ödememiştir, yalnız baskı tutarını vermiştir..
— Ralp Waldo Emerson
***
OKUYARAK DİNLENİN
Altı gün işbaşında duyduğumuz yorgunluğu geçirmek, işimizde önümüze çıkan güçlükleri unutmaktan daha zevkli hiç bir şey yoktur. İşten yorulmuş olan zihninizi okumak daha çok yorar zannetmeyiniz. Çünkü zihin yorgunluğu zihnin çok işlemesinden meydana gelmez, aynı işle meşgul olmasından gelir.
— Dr. Galip Ataç
***
Kullanılmayan maddi kaynaklar muhakkak kaybolmuş sayılmazlar, fakat kullanılmayan insanî kaynaklar daima yok olmuş demektir.
— Jerorne Weisner
***
Kimi seversin?
İki arkadaş kahvede konuşuyorlardı.
“Sen İngilizleri sever misin?”
“Hayır!”
“Ya Almanları?”
“Hayır.”
“Fransızları?”
“Hayır.”
“Amerikalıları?”
“Hayır!”
“Be adam sen kimleri seversin?”
“Yalnız dostlarımı!”
— Erich Maria Remargue
***
Asil işler
Ben büyük ve asil bir görevi yapmanın özlemini çekerim. Fakat benim asıl vazifem, sanki büyük birer asilmişler gibi ufak işleri de yapmaktır. Tarihçi Gren bize dünyanın yalnız kahramanların büyük emekleriyle ilerlemediğini, her dürüst insanın küçük itişlerinin de onda büyük bir rolü olduğunu söyler.
— Helen Keller
***
Peşin hüküm
Allah bile insanlar hakkındaki hükmünü bütün ömürleri bittikten sonra veriyor da, biz aciz insanlar kim oluyoruz da, onların, bir kez görmekle, iki üç yazı okumakla, birkaç dedikodu dinlemekle haklarında hüküm verebiliyoruz.
— Dale Carnegie
***
FİLLER ve TAVŞANLAR
Küçük bir kızken tanıdığımız yaşlı ve bilgin biri bana şöyle demişti:
“Daima kendin ol. Kimseyi taklide çalışma. Allah filleri yaratmıştır, ama aynı zamanda tavşanları da.” O zaman ben bu sözlere pek inanmamıştım. Çünkü benim gözlerim, boru gibi sesiyle fillerle dolmuştu ve ben ufacık tavşanları göremiyordum bile. Fakat şimdi, yaşasın filler ve yaşasın tavşanlar diyebiliyorum.
— Rosemary Cobham
***
BEDEL
Bir konser çıkışında ünlü kemancı Fritz Kreisler’in bir hayranı ona doğru koşarak coşkuyla, “Sizin kadar güzel çalabilmek için bütün hayatımı verirdim.” der.
Kreisler cevap verir: “Ben verdim.”
***
“SAKIN BİR KAPLANIN KUYRUĞUNU TUTMA!
TUT Kİ TUTTUN, SAKIN BIRAKMA!”
Bir Çin Şiirinden
***
YAZIT
Sabaha karşı ve akşam vakti zevk almak ya da acı duymak için okuyabileceğin bir yazıt istiyorsan, güneşin altın gibi parlatıp ayın gümüşe dönüştüreceği harflerle şunu yaz evinin duvarına: “Başkasının başına gelen her şey, kendi başına da gelebilir...”
— Oscar Wilde
***
Saman Çöpü Gibi
Bazı insanlar hayatta hiçbir gayeye sahip olmadan yaşarlar. Bu gibi insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmez, ancak suyun akışına kapılarak akar giderler.
— Seneca
***
“İnsanlar renkli cam pencerelere benzerler. Güneş parlarken onlar da pırıl pırıldır, fakat karanlık olunca gerçek güzellikleri ancak içeriden ışık gelirse meydana çıkar.”
—Elisabeth Ross
***
GÖRÜŞ FARKI
Bir psikoloji profesörü bir gün talebelerine şu görevi vermişti:
Hepsi bir solucanın gözüyle bakarak çevresindeki hayvanları iyi ve kötü diye gruplara ayıracaklardı. İşte sonuç:
1- Aslan, kaplan ve çıngıraklı yılan gibi şefkatli ve iyi huylu hayvanlar.
2- Tavuklar, ördekler ve kazlar gibi yırtıcı hayvanlar.
Her şey sizin görüşünüze bağlıdır.
— Jimmy Powers
***
“İnsanın süsü yüz, yüzün süsü göz
Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür.”
— Kutadgu Bilig
***
KORKU VE HEYECAN
Genç bir buz patencisi yarışmadan önce çok heyecanlıdır. Antrenörüne buz üzerine çıkamayacak kadar korktuğunu söyler. Antrenörü ise kendisine:
“Korkmuyorsun. Yalnızca heyecanlısın. Bu ikisinin arasında fark var.” der ve sonra da şu hikâyeyi anlatır: “Adamın biri bir lokantaya girip 100 dolarlık yiyecek sipariş eder. Bu adam heyecanlıdır, çünkü çok pahalı bir yemek yiyecektir, ama cebinde 100 doları vardır. Şimdi korkuya gelelim: Korku, cebinde hiç para olmadığı halde lokantaya girip 100 dolar tutarında yemek sipariş eden kişinin içinde bulunduğu durumdur.”
Bunun üzerine buz patencisi piste çıkar ve birinci olur.