Sanılanın aksine akıl hastaları tamamen akılsız değildir. Hatta onların dilinden anlarsanız mesela onlarla normal bir insanla konuşur gibi konuşabilirseniz çok zeki ve çoğundan akıllı olduklarını görürsünüz. Peki, normal insanlardan farkları ne diyebilirsiniz; fark şurada ki onlar gerçekte olmayan şeyler algılarlar, kendilerince gaipten sesler duyarlar. Bunlara tıp dilinde sanrı (halüsinasyon) denir. Bazen de önemli bir kişi olduklarını iddia ederler; mesela “Ben şu şahsiyetim!” falan derler. Buna da sabuklama (hezeyan) denir. “Beni takip ediyorlar!” da başka bir çeşit hezeyandır.
Mesleğim gereği psikolojik sorunları olanlarla elimden geldiği kadarıyla özel olarak ilgilenirim. Tabi bu öyle ilk başta kolay olmaz. Başlangıçta bir samimiyet ve güven tesis etmeniz lazım. Şu an emekli olduğumdan benim için çay ocakları ve kahvehaneler onlarla tanışmak ve buluşmak için uygun yerlerdir. Bir ara aynı mahallede görev yaptığım için bu onlarla diyalog açısından kolaylaştırıcı bir durumdur.
Bunlardan biri de gerçekten ‘akıllı akıl hastası’ olan şizofren arkadaşım R.K.’dır. Geçenlerde çay ocağında karşılaştık ve rahatsız olduğunu fark ettim. Çok konuşuyor ve yerinde duramıyordu. Belli ki ilaçlarını kullanmayı bırakmıştı; aslında biraz araştırdığımda ilaçlarının bittiğini anladım ve kendisine eczaneden kullanmakta olduğu ilacı aldım. Çay ocağına gidip içmesini sağladım. Bir saat sonra belirgin bir şekilde düzeldi. Yani sakinleşti, yatıştı.
Maalesef R.K. yalnız yaşıyor. İyi ki evi ve emekli maaşı var. Eşi kendisini terk etmiş. İki evli kız çocuğu var ama onlar da muhtemelen nasıl ilgileneceklerini bilmiyorlar. Zaten ayrı yaşıyorlar, yani birlikte oturmuyorlar. Netice de anladım ki eş ve çocuklar da bir yere kadar size yardımcı olabilir… Böyle durumlarda konu komşuya, aile hekimlerine, belediyelere yani devlete çok iş düşüyor… Ama R.K.’nın benden başka yardım edeni yok maalesef…
…
Şimdi gelelim nasıl akıllı olduğuna: En hasta halinde bile her söylediğimi anlıyor, verdiğim ilacı kullanıyor. Söz tutuyor. Hastalığını ve ilaçlarını biliyor. Ne yapması gerektiğini bazen bilemese bile siz söylediğinizde anlıyor ve uyguluyor. Mesela ben kendisine eğer ilacını içmezse polisin kendisini akıl hastanesine götürebileceğini söylediğimde bunu anladı ve şimdi ilacını kullanıyor ve dediğim gibi iyi de… Tıp dilinde bu duruma, yani arkadaşımın hastalığını kabul etmesi ve denilenleri yapmasına ‘hastalığına karşı iç görüsü var’ denir. Her hastada bu bulunmaz.
Şizofreni toplumda %1 oranında görülüyor. Yani her yüz kişiden biri şizofrendir. Bu da ülkemizde 800 bin hastaya tekabül eder. Bu ciddi bir rakamdır. Devletimizin bu hastalarla ilgilendiğini biliyorum ama R.K. gibi bazı hastalar gözden kaçabiliyor. Bu anlamda en çok aile hekimlerine iş düşüyor.
…
Maalesef bu yazıyı yazdıktan yaklaşık bir yıl sonra yani Pandemi’nin başladığı ilk aylarda R.K. yakalandığı bir akciğer hastalığı sonucu hayatını kaybetti. Artık zatürre miydi yoksa Corona’ya mı yakalandı onu bilmiyorum. Vefat ettiğini damadının beni armasıyla öğrendim. Ben kendisine bazen parası olmadığında cep harçlığı verirdim, geri almayı düşünmezdim ama o bunu kabul etmez ve parası olduğunda geri öderdi. İşte damadı da bunun için beni aradı. R.K. ölmeden önce bir not bırakmış, bana olan borcunu ödemleri için. Tabi ben almadım, helal ettim. Zaten fazla bir meblağ değildi.
İşte akıl hastalarının çoğu böyle dürüst ve temiz insanlardır.
Allah rahmet eylesin!
- Hile-i Şer’iyye / Bekir Sıtkı Baytar
- İnsan, Neden Ölür? / Murat Çetin
- Bir Yıldız Daha Söndü / Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma
- Örneklerle Tevhid Dersi / Bahri Han
- İhlas Suresinin Düşündürdükleri / Murat Balcı
- İçimizdeki Şeytan / Hande Ustamahmut
- Gerçek Bir Çakmakçılar Yokuşu (Mercan) Hikayesi / Dr. Osman Eminler
- Evrimin Bilimsel Açıdan Geçersizliği / Dr. Ali Kemal Pekkendir / BSc ODTÜ Makina Müh. MSc Birmingham Üniv. PhD California Üniv.
- Bilim Tarafsız mı, Taraflı mı? / Ayhan Küflüoğlu
- Din Eğitimi ile Amaçlanan Toplumu Cahilleştirmek midir? / Dr. Adnan Küçük
- İrade Terbiyesi / Özlem Değirmenci
- Gülün Fısıldadıkları / Tülay Bülbül