Dünyada son yıllarda hızla popülerleşerek yayılan ve K-Pop olarak adlandırılan Güney Kore pop müziğinin gençlerde “Cinsiyetsizlik olgusu yaratma” gibi çeşitli olumsuz örnekler sunduğuna vurgu yapan uzmanlar, ebeveynlerin ve yetkililerin bu konuya gereken önemi vermesi gerektiğini bildirdi. Güney Kore’de ortaya çıkarak kısa sürede dünyanın birçok bölgesindeki gençleri etkisi altına alan K-Pop müzik grupları, tarzları, üyelerinin giyim ve imajlarının dışında kliplerinde sergiledikleri sıra dışı performansları ve sahnedeki görsel şovlarıyla gençler tarafından büyük ilgi görüyor.
Bu grupların gördüğü ilgi ve özellikle 11-18 yaş gruplarındaki ergen gençler üzerinde yarattığı etki, grubun sergilediği tutum ve yansıttığı imajın da hayranlarınca taklit edilmesi son zamanlarda yoğun eleştiri konusu oldu. Söz konusu gruplara yönelik Türkiye’den yükselen en büyük eleştiri, “cinsiyetsizlik olgusu yaratma” yönünde olurken, K-Pop gruplarının birçok konuda gençler ve gelecek kuşaklarda kültürel bir dezenformasyon aşılamayı amaçladığı görüşleri de oldukça sık dile getiriliyor.
Bir eğitimci olarak gözlemim, ortaokul seviyesindeki 10-14 yaş grubu kız öğrencileri arasında oldukça popüler. Sosyal medya üzerinden takip ettikleri bu gruplara hayran bazı öğrencilerim şimdiden Korece öğrenmeye başlamışlar ve en büyük hayalleri Güney Kore’ye gitmek. Bu anlattıklarım size çok uçuk bir fikir gibi gelebilir ama bunu deneyen gençler haberlere çıkmaya başladı. İstanbul Hadımköy’de evden çıktıktan sonra haber alınamayan 3 kız çocuğu Avcılar’da polis ekipleri tarafından bulundu. Çocukların polise verdikleri ifadeye göre izledikleri Kore filminin etkisinde kalarak Kore’ye gitmek için evden kaçtıkları öğrenildi.
Güney Koreli K-Pop müzik gruplarının başında BTS (Bangtan Boys) grubu geliyor. BTS grubunun üyeleri RM (Kim Namjoon), Jin (Kim Seokjin), Suga (Min Yoongi), J-hope (Jung Hoseok), Jimin (Park Jimin), V (Kim Taehyung) ve Jungkook (Jeon) olmak üzere yedi kişiden oluşuyor. Kendileri kurşun geçirmez olarak tanıtan grup üyeleri, sevenlerini de İngilizce’de “ordu” anlamına gelen “ARMY” olarak isimlendiriyorlar. Özellikle Pop, R&B, caz ve house müziğe uzanan çok çeşitli müzikleri ve elektronik danslarıyla rekorlar kıran bir grup.
Bu tür gruplar sadece Güney Kore ile sınırlı değil dünyanın birçok ülkesinde maalesef bu müzik gruplarından çok sayıda var. Bunlardan bazıları Hunter Valentine (Kanada), The Cliks (Kanada), Tegan and Sara (Kanada), Scissor Sisters (ABD), Sleater-Kinney (ABD), Uh Huh Her (ABD), Le Tigre (ABD), Village People (ABD), The Butchies (ABD), The B-52’s (ABD), Right Said Fred (ABD), Car Seat Headrest (ABD), Antony and the Johnsons (İngiltere), Erasure (İngiltere), Pet Shop Boys (İngiltere), Placebo (İngiltere), Kazaky (Ukrayna), Rosenstolz (Almanya), t.A.T.u. (Rusya) gibi grupları sayabiliriz.
Bu tür grupların müzikleri her yerde çalınıyor, danslarıyla süsledikleri klipleri herkes tarafından konuşuluyordu. Dünyadaki bazı meşhur eşcinsel sosyal medya fenomenlerine nasıl iyi aile çocuğu imajı veriliyorsa, BTS müzik grubu için de sadece eğlenceli bir grup değil, aynı zamanda insanlara ve hayvanlara iyilik yapan şefkatli müzisyenler imajı da özellikle oluşturulmaya çalışılıyordu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşma yaptırılarak ciddi işler yapan, ciddiye alınan insanlar izlenimi oluşturuluyordu.
Ancak bu müzik gruplarını bu kadar tehlikeli yapan, bütün bu göz alıcı ambalajın altında, küresel anlamda organize edilen “cinsiyetsiz toplum” projesinin önemli bir parçası olmasıydı. Bu yüzden giydikleri kıyafetlerden verdikleri demeçlere, şarkı sözlerindeki imalardan sosyal medya paylaşımlarına, ekran önünde efendi hallerine ve renk renk saçlarına kadar özel olarak tasarlanmış bir proje ürün gibiydiler.
Psikoloji ve iletişim bilimini çok iyi bilen bir ekip bu grupların perde arkasındaki asıl yöneticileridir. Topluma vermek istediğiniz önemli bir mesajınız varsa onu eğlence yoluyla kolay şekilde iletin. Mesajınız normalde ne kadar rahatsız edici olursa olsun, kabul görmesi ve benimsenmesi bu yolla inanılmaz şekilde kolaylaşır.
BTS ve diğer müzik gruplarını göz alıcı bir proje gibi tasarlayıp piyasaya sürenler de böyle yapıyorlar. Eşcinselliği meşru, olağan bir hale getirmek için müziğin, sosyal medyanın, modanın ve pazarlamanın gücünü şeytani akıl çok iyi kullanıyor. Eşcinselliği ve eşcinselliğin bu tarzını, gökkuşağı renkleri gibi sembollerini, 18 yaş altı çocuklar arasında sevilen, onaylanan popüler değerler haline getirmeyi BTS ve diğer müzik grupları başarmış görünüyorlar. Bu tür müzik gruplarının dinlendiği her yerde eşcinselliğe duyulan sempati hızlı ve tehlikeli bir şekilde artış gösteriyor. Böylelikle daha çocuk denilecek yaşta eşcinsel kimliğin temelleri atılıyor hafızalara. Şarkıcılara hayranlık üzerinden eşcinselliğe kapı aralanıyor. Bu tür müzik gruplarının arkasındaki uluslararası dev şirketler, gençler arasında seçmeler yaparak ve yetenekli olanları bulup yetiştiriyor. Bu sayede bu müzik gruplarının devamlılığını sağlamayı amaçlıyor. Hedef daha fazla kültüre daha uzun süre nüfuz ederek eşcinsel değerleri savunan gençlerden oluşan hayran orduları yetiştirmek…
BTS isimli bu grubun yaptığı propaganda nedeniyle Güney Kore’de kadın gibi makyaj yapan erkek çocukların sayısında büyük artış gözlenmiş. Gökkuşağı renklerinin kullanıldığı aksesuarların alış ve satış sayısındaki artış gözle görülür hale gelmiş. Benzer bir etkinin, grubun ulaştığı diğer dünya ülkelerinde de görülmesi, grupla pazarlanan giyim kuşamın yaygınlaşması artık an meselesidir. Artık kadın gibi giyinen ve kadın gibi makyaj yapan genç erkeklerden bahsediyoruz… Güney Kore’den binlerce kilometre uzakta yaşayan bizim kızlarımızdan bir kısmı ise bu grubun üyeleriyle ne ilginçtir ki platonik aşk yaşıyorlar. Aşk diyorum çünkü bağlılıkları hayranlığın boyutlarını rahatça aşacak boyuta ulaşmış durumdadır. Erkek hayranlar bile, grup üyelerinin eşcinsel kimliklerini yadırgamadıkları gibi onlara karşı büyük bir hayranlık besliyorlar.
Uzmanlar, Güney Kore’deki K-Pop grupları başta olmak bu tür diğer müzik gruplarının, çocuk ve gençleri olumsuz yönde etkilenebileceği, bu olumsuz akımlara karşı en büyük görevin öncelikle ailelere, sonrasında da okul ve diğer ilgili kurum ve yetkililere düştüğünü ifade ediyorlar. Özellikle ailelerin evde çocuklarıyla konuşma alışkanlığını artırması ve ilgi duyduğu alanlara karşı duyarlı olmalarını öneren uzmanlar, çocuklarıyla her konuda konuşabilen ve paylaşımda bulunabilen aile bireylerinde olumsuz rol modellerden etkilenme ihtimalinin oldukça azaldığını belirtiyor.
- Hile-i Şer’iyye / Bekir Sıtkı Baytar
- İnsan, Neden Ölür? / Murat Çetin
- Bir Yıldız Daha Söndü / Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma
- Örneklerle Tevhid Dersi / Bahri Han
- İhlas Suresinin Düşündürdükleri / Murat Balcı
- İçimizdeki Şeytan / Hande Ustamahmut
- Gerçek Bir Çakmakçılar Yokuşu (Mercan) Hikayesi / Dr. Osman Eminler
- Evrimin Bilimsel Açıdan Geçersizliği / Dr. Ali Kemal Pekkendir / BSc ODTÜ Makina Müh. MSc Birmingham Üniv. PhD California Üniv.
- Bilim Tarafsız mı, Taraflı mı? / Ayhan Küflüoğlu
- Din Eğitimi ile Amaçlanan Toplumu Cahilleştirmek midir? / Dr. Adnan Küçük
- İrade Terbiyesi / Özlem Değirmenci
- Gülün Fısıldadıkları / Tülay Bülbül