Soru: Tesettür ile ilgili ayet var mıdır? Kur’an’da tesettür var mı?
Cevap:
Tesettürle ilgili ayetlerden bazıları şöyledir:
“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız.”
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine dış elbiselerini (cilbablarını) alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir.”
“Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır.”
Görüldüğü üzere ayetler son derece açıktır. İslam’ın ilk devirlerinden bugüne kadar tesettürün uygulanma şekli de bellidir. Dolayısıyla bu ayetlerdeki kelimeler üzerinde oyun yapıp bu aslında tesettür demek değildir gibi laf cambazlığı yapanlara itibar etmemek gerektir.
***
Soru: Tesettürle ilgili hadis var mıdır? Peygamberimiz (sav) tesettürü emretmiş midir? Peygamber hanımlarının ve sahabenin kadınlarının tesettür uygulamaları nasıldır?
Cevap:
Bu konuda çok fazla rivayet, sahih hadis kaynaklarından günümüze kadar ulaşmıştır. Bunlardan birkaç tanesini numune olarak zikredeceğiz:
Ebu Hureyre’den nakledildiğine göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Cehennem halkından iki sınıf insan var ki ben henüz onları görmüş değilim. Bunlardan bir grubu ellerinde sığır kuyruklarına benzer kamçılar vardır ki onlarla insanları döverler. Diğer grup ise elbise giydikleri halde çıplaktılar. Erkeklere meylederler, onları da kendilerine meylettirirler. Başları, eğilmiş deve hörgücüne benzer. Bunlar ne cennete girer ne de onun kokusunu alırlar. Oysa cennetin kokusu şu kadar uzak mesafeden alınabilir.”
…
Hz. Âişe’den rivâyete göre, bir gün Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulünün huzuruna girmişti. Resulullah (s.a.s) ondan yüz çevirdi ve şöyle buyurdu:
“Ey Esma! Şüphesiz kadın ergenlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” Hz. Peygamber bunu söylerken yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti.”
…
Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:
“Abdurrahman’ın kızı Hafsa’nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz. Âişe’nin huzuruna girdi. Hz. Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı.”
Hz. Ömer (r.a.) ise, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda müminlere ikazda bulunmuştur.
…
Hz. Âişe (R.anhâ)’dan nakledilen;
“Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez.” hadisi saçları da kapsamına alır.
…
Hz. Âişe (r. anhâ) ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır:
“Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde “Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar...” ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kızlarına, kız kardeşlerine ve diğer hısımlara bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah’ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kuşlar var gibiydi.”