TR EN

Dil Seçin

Ara

Görmediklerimize Nasıl İnanacağız?

Sana görünmemeleri, onların olmamalarına, hiçbir vakit delil olamaz.(Bedîüzzaman)

Sana görünmemeleri, onların olmamalarına, hiçbir vakit delil olamaz.(Bedîüzzaman)

 

Öğrenci,

—Şey, diye, başladı konuşmasına, derste meleklerden söz etmiştiniz. Bu görmediğimiz varlıklara nasıl inanacağız?

—Çok kolay, diye karşılık verdi öğretmen; görmekle inanmanın ayrı şeyler olduğunu idrak edeceksin...

— Bak, dedi: inanmak kalbe ait bir keyfiyet. İnsan inanmaya çeşitli yollarla gider. Görme, bunlardan sadece birisi... Yemeğin tadına dilimizle bakarız ve tadı anlar, ona inanırız. Halbuki gözümüz, tadlar âlemini görmekte kördür. “Radyoyu aç bakalım ne var,” dendiğinde, bu defa kulağımıza iş düşer. Sesler âlemine onunla bakarız. “Şu adama bak, ne kadar kibirli” denildiğinde ise onun tavırlarından aklımızla birtakım mânâlar çıkarır ve bir hükme varırız. Gerçeği bulmada görmeyi tek ölçü kabul edenler, insandaki bütün duyu organlarını bire indirgemiş olurlar. İş bununla da kalmaz, akıl ve vicdanın vazifesini de göze yüklemeye kalkarlar.

Hem: Fennin son keşfine göre, dedi, insanın gözü âlemde mevcut ışık dalgalarının yüzde ancak üçbuçuk kadarını görebiliyormuş. Yani insan sadece görmesini ölçü kabul etse, şu hazır âlemin bile yüzde doksanından fazlasını inkâr edecek... Bu ise cehalet, inat, taassup değil de nedir? Sana son olarak bir şey daha söyleyeyim, dedi ve işaret parmağını öğrencinin alnına hafifçe dokundurarak;

 

—Şu deri tabakası var ya, dedi, onu hayalen yüzünden söküp at. Altındaki etleri de soy kafatasından. Bütün bedenine aynı işi tatbik et. Akan kanlarını bir yana topla. Etlerini başka köşede biriktir... İç organlarını birer birer çıkarıp yan yana diz. Sonra, bu et, kemik, kan, ilik yığınının karşısına geçerek sor kendi kendine, “Nerede aklım, hani hafızam, sevgim, korkum, merakım nerede? O ıssız bucaksız his dünyam nereye gitti?” Sonra, “Bu maddî bedenimde bu kadar görünmez âlemler yaratan Allah, elbette şu koca kâinatta da mâhiyetini hakkıyla bilemeyeceğim nice ruhanîler, nice melekler yaratmıştır” de... Bu tefekkür ile melekler âlemini bir derece seyredebilirsin...