TR EN

Dil Seçin

Ara

Kader Soruları... Kader Değişir Mi? Kötüyü Yaratmak Kötü Mü?

Kader Soruları... Kader Değişir Mi? Kötüyü Yaratmak Kötü Mü?

Kader konusunda en çok sorulan soru şudur: Allah, bir insanın günâh işleyeceğini bildi ve yazdıysa, onun ne suçu var? Nasılsa yazılan başa gelecek, kaderin hükmü kaza olacaktır.

Kader konusunda en çok sorulan soru şudur: Allah, bir insanın günâh işleyeceğini bildi ve yazdıysa, onun ne suçu var? Nasılsa yazılan başa gelecek, kaderin hükmü kaza olacaktır.

Bu hassas konuyu dikkat ve titizlikle tahlil edelim: Allah, ezelî ilmiyle olacakları bilmiş ve yazmıştır. Bunda garip bir taraf yoktur. Çünkü, zamanı yaratan Allah’ın, onun her ânını bilmesi güneşin doğması kadar normaldir. Bilmese yaratamazdı. Onun sonsuz ilmi, zamanı da mekânı da kuşatmıştır. Dün, bugün ve yarın bizim içindir. Biz yaşadığımız zamanı biliriz. Çünkü âciziz, kuluz, geleceği de kuşatan bir ilme sahip değiliz. Yaradan ise, yarattığına asla benzemez. “Ben olacakları bilemiyorum, şu halde Allah da bilemez,” diye düşünmekten daha saçma ne olabilir?

Suale dönelim. Evet, Allah herkesin ne yapacağını bilir. Fakat iradeyi yaratan da O’dur. İnsana irade hürriyeti vermiştir. Kaderi takdir ederken, insanın neyi tercih edeceğini bilmiş, ona göre yazmıştır. “Bilmek” ise “yapmak” demek değildir. Bir hareketin olması için ilmin yanında iradenin ve kudretin de bulunması gerekir. Eğer Allah, insanın kaderindekini bilirken, irade de etseydi, o zaman kulun yapabileceği bir iş kalmazdı. Ama hakikat böyle değildir. Meselâ, biz mektup yazmayı biliyoruz, fakat mektup hemen yazılmıyor. Harflerin kâğıda yerleşmesi için, yazmayı istememiz gerekir. Bu da yetmez, kuvvetimizi kullanmalı, bir iş yapmalıyız.

Yazı yazan adam, türkü söylemeye başlarsa kader değişmez. Anlarız ki, onun kaderinde önce yazı yazmak, sonra da “işte kaderimi değiştiriyorum ” deyip, türkü söylemek varmış. Fiiller başkalaşır, ama kaderden ne bir mânâ silinir, ne de bir başka mânâ yazılır. Bir ağacı gösteren ayna yer değiştirmekle, ağaç da yer değiştirmez ki!

Alimler, bu konuda, “ilim mâlûma tâbidir,” derler. Yâni, bir konu gerçekte nasılsa, biz onu biliriz. Meselâ, cebimizde bin liramız varsa, bin liramızın var olduğunu biliriz. Dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorsak, bu, dünya yuvarlak olduğu içindir. Eğer tersi olsaydı, yâni mâlum ilme tâbî olsaydı, biz dünyayı kare biçiminde bilirdik, dünya da öyle olurdu?

Kader Değişir Mi?

Kader değişir mi? Sorular zincirinin bir halkası da budur. Bir iş yaparken, âniden o işi bırakıp başka bir iş yapmaya başlayarak, “İşte kaderimi değiştirdim,” diyenleri gördüm. Her defasında güldüm ve dedim ki: Sen kaderi değiştirmiyor, yaptığın işi değiştiriyorsun. Kader okyanusunda yüzen bir gemi gibisin. Rotanı ne yana çevirirsen çevir, yine okyanusun içindesin. “Yazı yazan adam, türkü söylemeye başlarsa kader değişmez. Anlarız ki, onun kaderinde önce yazı yazmak, sonra da “İşte kaderimi değiştiriyorum” deyip, türkü söylemek varmış. Fiiller başkalaşır, ama kaderden ne bir mânâ silinir, ne de bir başka mânâ yazılır. Bir ağacı gösteren ayna yer değiştirmekle, ağaç da yer değiştirmez ki!