Şarkıdaki gibi, “Şimdi bana kaybettiğim yılları geri verseler.” demeyi kim aklından geçirmemiştir hiç?
Yıl yıl değil hatta, eksiksiz, gediksiz, saniyesi saniyesine kaybettiklerinin peşine kim düşmemiştir? Giden gitti, olan oldu, battı balık yan gider, diyemez insanın derin hissiyatı. Hayatının telafisini talep eder. “Esaretin Bedeli” filmindeki Andy gibi. Haksız yere mahpushanede geçen yirmi yılın telafisi nasıl olacak ama? Boşa giden tam yirmi yıl. Dile kolay. Hapishaneden kaçmayı başararak bir nebze de olsa tecelli eden adalet Andy’nin ruhuna ne kadar yetebilir?
Peki ya Tommy? Hakiki bir suçtan girdiği hapishaneden haksız biçimde öldürülüp cansızlaşan bedeninin hakkını kim teslim edebilir? Suskun dilinin yerine kim konuşabilir? İyi biri olmaya karar verip koyulduğu yolun başında duraklayan yolculuğunu kim nasıl ikame edecek?
1943 yılında haksız ve mesnetsiz iddialarla talebeleriyle birlikte Denizli hapsine konulan Bediüzzaman tam da bu sorulara odaklanarak Meyve Risalesi’ni yazar. Meyve Risalesi, hayatını karartmış insanların nasıl yeniden hayatlarını kurabileceklerine, sönmüş umutlarının nasıl canlanabileceğine dair nurlarla doludur.
Gözünü kırpmadan kasten adam öldüren katiller ya da bir anlık öfkenin esaretini çekenler, kabadayılar, yıllarca kan davasının peşinde hayatlarını heder endenler, envai çeşit kişilikte insanlarla doludur Denizli Hapishanesi. Öfkeyle, kinle, nefretle cehennem ateşinden beter yanan ruhlar başka bir esaretin pençesindedirler.
Ufunetli, rutubetli bir odada tutulan Bediüzzaman, nereye gitse, acı çekenlerin, teselliye muhtaçların imdadına yetişmek, Kur’an’ın yardım elini onlara sunmak için hayatını adamış bir insandır. Zaman ve mekana bakmaz. Şartlara aldırmaz. Kendine acımaz. Merhametli elini hapsin katillerine, canilerine de uzatır ve onların da tesellicisi olur. Zaten bu konuda üstüne de yoktur. Onun dünyasında umutsuzluk yoktur. Hz. Musa’nın nereye vursa su çıkartan asası gibi, hangi soruna el atsa, Kur’an’dan aldığı yardımla, ayetlerin nuruyla her hadiseden bir hikmet çıkarır, bir çözüm sunar.
Anlayabildiğim kadarıyla, Meyve Risalesi’nin temel önermesini de birçok Risalenin olduğu gibi yine hayatın faniliği esası üzerine kurar. Meyve Risalesinin Birinci Meselesi’nde, Yaratıcı’nın insana yirmi dört saatlik bir ömür sermayesi verdiğini, bununla her iki hayata dair lazım şeylerin alınması gerektiğinin altını çizerek; hakiki suçlu ya da kendileri gibi suçsuz, kim olursa olsun, hapistekilere namaz kılmanın ehemmiyetini nazara verir.
Peki, hapishane gibi bir yerde namaz ruha nasıl bir şifa kaynağı olacaktır? Bediüzzaman, hemen her meselesinde insanın nazarını ahirete çevirir, ahiretle insanı iyileştirir, ahiretle ruha sükûnet ve huzur sunar. Ahiret olmadan hiçbir kalbin iyileşemeyeceğine inanır adeta. Ne kadar büyük bir cürüm de işlese, katilliğin en âlâsını da yapsa, ya da haksız şekilde hapse de konulsa, insan yine de hayatını telafi edebilir.
Kaybolan yıllarını geri isteyen, telafisini arzu eden bir mahpus, beş vakit namazını kıldığında önüne büyük bir umut kapısı açılır. “..hapis ve musibet müddetinin herbir saati, bazan bir gün ibadet ve fâni bir saati bâki saatler hükmüne geçebilmesi..” nedeniyle, fani saatler baki saatlere dönüşür. Bununla da kalmaz. “...kalbî ve ruhî me’yusiyet ve sıkıntıların kısmen zeval bulması,” gibi bir netice husule gelir. Bu da yetmez.
Hapiste yatanlardan birçoğu işlediği cürümden pişmandır, nedamet etmektedir. Mesela, öldürdüğü kişi uykularına girmekte, göğsünden fışkıran kanın yüzüne sıçrayan damlaları her aynaya baktığında karşısına dikilmektedir. Alnından silinse de hayalinden silinmemiştir o kan lekeleri. Aldığı cezanın gereği hapiste geçirdiği yılların kalbine, ruhuna, vicdanına hatta aklına hiçbir faydası dokunmamaktadır. Böyle bir insana da namazla önemli bir müjde verir Zamanın Bedii. Bu yüzden Zamanın Bedii’dir ya. “Eğer, bir saati beş farz namaza sarfetsek; ...hapse sebebiyet veren hatalara keffareten affettirmesi..” İşte, günahların namazla affı, karanlık bir odaya dolan güneş gibi dolar mahpusların karanlık dünyasına. Pişmanlıkla dolu ruhlara bundan daha güzel bir çözüm olabilir mi?
Hayatın telafisine dair Bediüzzaman’ın Meyve Risalesi’nde söylediği başka birçok şey var. Ayrıca, sadece mahpuslar değil, hayatının telafisini arzu eden her insan için harika çözümler saklı bu risalede. Ben büyük bir bahçeden toplayabildiğim küçük bir demeti sunmak istedim sadece.