İnsanlık, ilim ve teknolojide çok ilerledi; artık organ naklini gerçekleştiriyor. Bir organ yapmak ise şu an hayal.
Mesela takma diş yapıyoruz ama gerçek bir diş yapıp, insan bedeni ile o dişi bağlayacak ne varsa o bağları yapmak insan takatinin çok üstünde. İnsanlardaki diğer organlar için de böyle.
Şimdi düşünelim; biz bir tek organımızın aynısını yapamazken, toprağa attığımız bir buğdaydan on tane buğday alıyoruz. Yani bir buğday tanesi kendisi gibi on fert yapmış görünüyor.
Ya da hiçbir şey bilmeyen bir anne, ağzı, burnu ve kulaklarıyla, kalbi, midesi ve ciğerleriyle, ruhu, aklı ve duygularıyla bir çocuk dünyaya getiriyor.
Eğer toprağın da annenin de birer sebep oldukları ve bu harika işleri yapanın ancak bütün kâinatın sânii olan Hâlik-ı Zülcelâl olduğu kabul edilmezse, akıl ne ile tatmin olacaktır?