Satır Arası
Nuri Pakdil, ağır bir tecrübenin damıtılmış meyvelerini sunuyor. Yaşama sorumluluğunun altını çiziyor: …
Ara
Merhaba değerli dostlarımız,
Yeni yayın döneminde, dergimizin yaşayabilmesi için gelir-gider dengesini nasıl kuracağımızı ele aldık… Açıkçası bu konu bizim için en sevimsiz konulardan birisi. Çünkü, okuyucularının hayatına olumlu katkılarda bulunmayı esas alan bir dergi olarak temennimiz, Zafer’i her okuyucumuza, hatta herkese hediye etmek…
Evet bu temennimizi yapamasak da dergimizin fiyatını neredeyse maliyet oranında tutmaya gayret ediyoruz. Bu dengeleri fazlasıyla zorlasa da, daha fazla okuyucuya ulaşmak için böyle yapıyoruz.
En son fiyat ayarlamasının ardından kargo fiyatlarına 3, postaya 2 defa zam geldi. Baskı zaten dövize bağlı olduğundan her ay farklı bir maliyetle karşılaşıyoruz. Ancak bütün bu ve diğer zamları her ay sizlere yansıtma lüksümüz yok.
Maalesef, eğlence ve tatilin dahi zorunlu ihtiyaçtan addedildiği günümüzde, okumak bir ‘lüks’ ya da ‘olmasa da olur’ diye düşünülüyor. Durum bu olunca da en ufak bir fiyat oynaması abone olmamanın bahanesi oluveriyor.
Dünyada ve Türkiye’de pek çok dergi, gazete vb yayın hayatını sonlandırırken, Zafer Dergisi 44. yılını tamamlamak üzere. Bunu hep beraber başardık; gayretli yazarlarımız, samimi okuyucularımız ve fedakâr isimsiz kahramanlarımız… Allah (cc) tüm yapılanları görüyor. Duamız o ki, 44 yıldır sayısız insanın hayatına güzellikler taşımış Zafer, kıyamete kadar yaşasın ve abone olarak da olsa destek olan herkes, hem dünyada hem de ahirette bu büyük hayrının karşılığını bol bol görsün…
…
Gelelim Kasım sayımıza. Bu sayımızda sizlerden sürekli gelen bir serzenişi dillendirmek istedik. Evet eğitim alanından medyaya; her sahada kullanılan anlatım dili, insanları ve özellikle iman sahiplerini yaralıyor. Bir ders kitabını, bir belgeseli vs açtığınızda, anlatım tamamen tesadüfler, kendi kendine oluş ya da ateist inanç üzerine kurulu. Yaratıcı, ya yokmuş gibi, veya yaratıp hiç bir şeye karışmıyormuş gibi bir kurgu söz konusu.
Bu durum da insanları yaralıyor. Aslında ‘yaralıyor’ kelimesi çok hafif. Çünkü, “kendilerini yok iken yaratıp, şekillendiren, hayat veren, yaşatan…” Allah’ı tanımalarına, Onu bilmelerine ve sevmelerine engel olunduğu için, insanların dünya huzurunu ve ebedi mutluluğunu kaybetmelerine sebep olunuyor.
Bundan ötürü de bu feciatın bir kaynağı olan ‘bilimsel dile’ dikkat çekmek gerekiyor. “Nasıl?” sorusuna odaklanan ve “Kim yaptı/yapıyor?” diye sormayan bilimsel anlayış, dalga dalga tüm yayınları, medyayı, konuşmaları salgın hastalık gibi sarıyor…
Hayatın, kâinatın ve insanın hakikatine ulaşmanın yolu bu olabilir mi!? Hayatı biz belirlemediğimiz gibi, onun hakikatinin nasıl bulunup anlaşılacağını da biz belirleyemeyiz. İstediğimiz soruları sorup, istemediğimizi sormamak, aldanmak ve aldatmaktan başka nedir ki?
Oysa insan sadece maddeden ibaret değil; etrafına sadece “nasıl oluyor?” diye bakacak kadar basit bir varlık değil…
Bir hayal edin; her şeyin zevkine göre hazırlandığı güzel bir salonda gözlerini açan bir insan, sadece oradaki eşyanın, sevdiği yemek ve tatlıların “nasıl yapıldığıyla” mı ilgilenir; yoksa “beni buraya kim, niçin getirdi, bunları kim yaptı?” diye mi sorar?
Yine, cebinde çeşitli mücevherler olduğunu gören bir insan, onların kalitesini, “nasıl yapıldığını” mı sorar, yoksa “bunları benim cebime kim, ne sebeple koydu” diye mi sorar?
Evet, tam bizim için hazırlanmış, zevkimize göre çekip çevrilen bir dünyada; cebimize “insan olmak” gibi paha biçilmez bir değerin koyulduğu şu hayatta, her insan, “Beni kim yarattı? Kim yaşatıyor? Ne için varım? Nereye gidiyorum?.. Varlık cebime bu mücevherleri kim koydu?” diye sormaz mı?.. Bunları sormayanın şu hayatı anlama imkânı olur mu?
Zafer Dergisi işte bu sebeple, neredeyse tek başına 44 yıldır bunu dert ediniyor, hakikatlere ayna olmaya çabalıyor. Şükür ki pek çok hayatı aydınlattığı gibi, bu yolda da Rabbimizin inayetiyle kararlı bir şekilde yürüyor ve yürüyecek…
…
Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…
Selam ve dua ile…
— Suat Ünsal
Nuri Pakdil, ağır bir tecrübenin damıtılmış meyvelerini sunuyor. Yaşama sorumluluğunun altını çiziyor: …
Bir yetişkin insan; 206 adet kemik, 640 adet kas ve 220 çeşit…
Anadan doğma kör iki adam, bir duvarın kenarına çökmüş konuşuyorlardı. Biri, “Dün…
Bir tanıdığım oldukça iştah açıcı görünen yabani mor incirlerin resmini paylaşmıştı facebook…
NEDİR BU HAYAT? Birisine “Nedir bu hayat?” diye sorduklarında; “Hayat her aynada…
Sadece korona değil, can sıkıntısı bile bulaşıcı anlaşılan. Korona salgını yaygınlaşıp sosyal…
Var olanla yetinmek gayretsizliktir. İnsan, çok yönlü ve çok kapasiteli bir varlıktır.…
Aşçılığıyla ün yapmış yaşlı bir kadın, akşam yemeğine gelecek olan oğlu ve…
Geçenlerde arkadaşımla konuşurken; “Çocuğu olan birisinin her şeyi bilmesi gerekir” dedi ve…
Bir araştırmacı, bir yerde arkeolojik kazı yaparken üst üste konmuş elli tane…
Mutluluk, başarılı olmak ya da iyi yetiştirilmek çocuklarımız için tek başına yeterli…
Amerika’nın ünlü doğa parkı Yellowstone National Park’ta çıkan bir yangın sonrası görevliler,…
Pandemi süreciyle birlikte uzaktan eğitim hayatımızın bir parçası haline geldi. Kısmen okula…
Yalanmış meğer. Hem de esaslı... Sonbahar şarkılarda söylendiği gibi değilmiş, yemyeşil bahçeler…
“İşte, o şecerenin kuvve-i şeheviye-i behîmiye dalında beşerin enzârına verdiği meyveler ise, asnamlar ve âlihelerdir.” (Bediüzzaman,…
Otoyolda, sol şeritte seyrederken, karanlıkta önüme aniden kocaman bir karaltı çıktı. Çoluk…
S: Ruh hastalığı nedir? Ruh hasta olur mu? C: Psikiyatrinin konusu olan…
Bir zamanlar bir fırında çalışıyordum. 10 kişi çalışanı vardı. Fakat içlerinden birisinin…
Bedenimizin içinde muazzam bir canlılar âleminin var olduğunu biliyor musunuz? Sindirim sistemimizde,…
Bediüzzaman’ın eserlerinden bir muhteşem eserdi Fırıncı Ağabey. Uzun ve bereketli ömrünün en…
Lise yıllarından bir arkadaşım vardı. Gayretli, insanlarla diyaloğu son derece güzel, farklı…
Cenâb-ı Hak (cc) buyuruyor: “Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki,…
Son zamanlarda Libya ve Doğu Akdeniz meselesi ile Yunanistan ve Ermenistan’la yaşanan…
İKİ İki şeyi unut, iki şeyi unutma. Yaptığın iyilikleri unut. Allah’ı unutma. …
Her tavus kuşu, bana, döneminin basit mikroskobu ile çalışarak, “Tavus kuşunun tüylerini…
Her kelâm (söz), kendisini söyleyenin mührünü taşımaktadır. Lisan aynı da olsa, yeteneklerin…
-Dedeciğim, “haberler”de duydum, yarın gök gürültülü sağanak ve yer yer dolu yağışı…
İnsanın gayreti, onun kanadıdır. — Hz. Mevlana (ks) *** Bir…