TR EN

Dil Seçin

Ara

İnsanda Saldırganlık Geni Varsa, Cüz'i İradeden ve Sorumluluktan Söz Edilebilir mi?

İnsanda Saldırganlık Geni Varsa, Cüz'i İradeden ve Sorumluluktan Söz Edilebilir mi?

Soru: İnsanda MAOA savunucu geni var. Bu gen insanı hiddetlendiriyor, saldırgan yapıyor ve bazen bu saldırganlık cinayetle, yani suçla sonuçlanabiliyor. Peki insanlar sahip oldukları genler tarafından yönlendiriliyorsa, burada cüz’i iradeden ve sorumluluktan söz edilebilir mi?

Soru: İnsanda MAOA savunucu geni var. Bu gen insanı hiddetlendiriyor, saldırgan yapıyor ve bazen bu saldırganlık cinayetle, yani suçla sonuçlanabiliyor. Peki insanlar sahip oldukları genler tarafından yönlendiriliyorsa, burada cüz’i iradeden ve sorumluluktan söz edilebilir mi?

 

Allah her canlıya hayatını devam ettirmesine yardımcı olacak duygular ve o duyguların karşılık bulacağı bir beden verir. Genler ise o bedenin geri planındaki bilgi yüklü yapılardır.

Elbette insanın dünyada yaşamasının bir hikmeti de imtihan olmasıdır ve insana bu sebeple hem hayra hem de şerre kullanabileceği yetenekler verilmiştir. İnsan ise bu yeteneklerden hangilerini kullanır ve geliştirirse dünyada da ahirette de ona göre karşılığını görür ve görecektir.

Yani insana verilen yeteneklere göre değil, onları nasıl kullandığına, hangi yolu tercih ettiğine bakılmalıdır. Hatta her yetenek ve her duygu yerinde kullanıldığı takdirde insana faydalar kazandırırken, yaratılış hikmeti dışında kullanmak insana zarar getirir. Mesela, Allah’a muhabbet için verilmiş olan sevme yeteneği ve duygusu, Allah için kullanıldığında hem dünyada hem ahirette insana tarifsiz mutluluklar kazandırırken, mahlukata sarf edildiğinde en azından karşılıksız kalmak ve ayrılık acısı gibi acılar yaşatır… İnsan yolu seçer ve o yolun varacağı yere gider.

Bu açıdan öncelikle bilinmeli ki, genler insanı idare etmez. Şöyle diyebiliriz; insan genlerin etkilerini, cüz’i iradesi ile olumlu veya olumsuz yöne çevirir. İnsana akıl ve cüz’i irade bunun için verilmiştir. Yani insanın akıl ve mantığını, genlerin etkisine, nefsin ve şeytanın yönlendirmesine göre değil, İslâmiyet’in emrettiği doğrultuda kullanması gerekir. Tâ ki, sonunda kazananlardan olsun…

Evet bir veya bazen birden çok gen, belirli bir karakter üzerinde etkili ve kontrol sahibi olabilir. O genin veya genlerin farklı kabiliyetlere şekil ve yön vermesi elbette olacaktır. Bu yaratılışın ve dediğimiz gibi insanın dünyada imtihana tâbi tutulmasının da bir gereğidir. Ama, gendeki bu meyil ve yetenekleri insan cüz’i iradesi ile müsbete çevrilebilir ve çevirmelidir.

Mesela bir askere kendisini ve vatanını savunması için silah verilir. O asker bu silahla düşmanı değil de arkadaşını vurursa, yani onu faydalı değil zararlı bir iş için kullanırsa, problem iradesini yanlış kullanan askerdedir, o askere silah vermekte değil. Ya da bir aşçıya yemek yapması için bıçak verilir. Bu aşçı o bıçağı yemek yapmakta değil, başka bir insana zarar vermek için, yani faydalı değil zararlı bir iş için kullanırsa, burada da problem iradesini hatalı kullanan aşçıdadır… Örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Konunun bir başka yönü de insan, cüz’i iradesi ile önlenemeyecek olan bir kabiliyetten sorumlu olmaz. Mesela, bazı genlerde insanın alnında kaş meydana getirme istidadı vardır ve bu yetenek insanın cüz’i iradesini dinlemez. Aynı şekilde ağızda dişlerin çıkmasına sebep olan genlerin faaliyet ve tesirleri cüz’i irade ile önlenemez. Dolayısıyla bu gibi genlerin meydana getirdiği neticeden de insanın sorumlu olmayacağını herkes vicdanen bilir. Yani, Allah’ın hiç kimseye, “senin alnında niçin kaş çıktı veya ağzında niçin diş çıktı?” diye bir soru sormayacağı bellidir. Çünkü bunlar insanın cüz’i iradesine göre iş yapmaz. İnsanın sorumlu olduğu şeyler, cüz’i iradesine bağlı olan konulardır.

Evet dünya, imtihan sorusundaki gibi doğru ve yanlışların beraber bulunduğu bir yerdir. Burada hayır-şer, iyi-kötü, olumlu-olumsuz, iman-küfür birlikte yerini alır. Ve insana da vahiy eliyle, dünya imtihanını kazanması için imanı, hayrı, iyiliği vb hayatına esas yapması gerektiği gösterilmiştir. Ayrıca nefse ve şeytana uymanın sonucunun da cehennem azabı olduğu bildirilmiştir. Yani imtihan olmak, tercih yapmak için olumsuzluklar da bulunmalıdır.

İnsanda saldırganlık ve gadap duygusu, yani öfke ve hiddet genlerinin de büyük önemi vardır. Bu genlerin tesiri bulunmazsa, insan olumsuz durumlarda nefsini, ailesini, dinini, vatanını nasıl müdafaa edecek, haksızlığa düştüğü durumlarda hakkını nasıl savunacaktır? Harp esnasında düşmanla nasıl savaşacaktır?

İnsan o genlerin etkilerini, cüz’i iradesi ile menfiden müsbete çevirmekle sorumludur. Aslında genlerin sebep olduğu, yani yaratılıştan gelen meyil, arzu ve isteklerin olumsuz durumları, insanın cüz’i iradesi ile aşabileceği şeylerdir. Allah da zaten insanın gücünü aşan şeylerden insanı sorumlu tutmamaktadır.

Son söz olarak, kendisini genlerin suça ittiğini söyleyene biz de şunu soralım: Aynı genlere sahip olan nice insanlar suç işlemediği halde, bu genler neden sadece seni suça itiyor?

Dünya imtihan yeri olduğu için, işte bu imtihanın bir gereğidir. Dolayısıyla suç genlerde değil, o genleri müsbet yönde kullanmayan insandadır.