TR EN

Dil Seçin

Ara

Hz. Zeynel Abidin'in (ra) duası:

''Ey üzüntüleri gideren, kederlere son veren Allah'ım!

Ey dünyada da, ahirette de Rahman ve Rahîm olan!

Benim üzüntümü gider, kederime son ver.''

           (Sahife-i Seccadiye'den)

 

***

 

Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.

Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.

           (Zilzâl Suresi, 7-8. ayetlerin meali)

...

İyilik, yapıldığında ruhun rahata erdiği, kalbin huzur bulduğu şeydir.

Günah ise, âlimler fetva verseler bile ruhun hoşlanmadığı, kalbin ısınamadığı şeydir.

           (Peygamber Efendimiz'den (asm) - Camiüssağir, 3198)

 

***

 

Cami avlusunda güvercinlere yem atmasını öğrenen bir çocuk, büyüdüğü zaman muhtaçları da bilir. İnsan merhametli olduğu nispette insandır.

          — Ragıp Akyavaş

 

***

 

İKİ HAYAT PRENSİBİ

Hayatımda mümkün olduğu kadar bir şeye dikkat ettim. Bütün hissi hareketlerimde dahi başkasının maddî manevî hakkının rencide olmamasını hayat prensibi olarak kabul ve tatbik ettim.

İnanan insanlar için hareket düsturunu şu iki cümlede toplamak istedim:

''Üzerimde başkasının hakkı var mı?

Yapacağım iş Hakk'ın rızasına uyar mı?''

Bu düsturu hayatında tatbîka muvaffak olan mağfiret ve rahmetle müjdelenen zümreye namzetliğini koymuş olur.

Üst tarafı Sahibinin bileceği şeydir...

           — Mahir İz ('Yılların İzi' isimli eserinden)

 

***

 

Geldi geçti ömrüm benim

Şol yel esip geçmiş gibi

Hele bana şöyle geldi

Bir göz açıp yummuş gibi

           — Yunus Emre

 

***

 

Bütün dünyayı verseler ve buna karşılık bir karıncanın ağzındaki taneyi almamı isteseler, bu zulmü yapmam.

           — Hz. Ali (kv)

 

***

 

Doğrular her çağla çağdaştır da, her çağ doğrularla çağdaş değildir!...

           — M. Selahaddin Şimşek

 

***

 

Efendim,

Müjdecim,

Kurtarıcım,

Peygamberim!

Sana uymayan ölçü

Hayat olsa teperim.

           — N. Fazıl Kısakürek

 

***

 

Hz. Süleyman (as) ve Karınca

Bir gün Hz. Süleyman (as) bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sormuş. Karınca da, “Bir buğday tanesi yerim.” diye cevap vermiş.

Cevabın doğruluğunu anlamak isteyen Süleyman (as) karıncayı bir buğday tanesi ile birlikte bir şişeye koymuş ve şişeyi hava alacak şekilde kapatmış. Bir yıl sonra şişeye baktığında, karıncanın buğday tanesinin yarısını yeyip, yarısını bıraktığını görmüş.

Sonra da karıncaya buğday tanesini neden tamamen yemediğini sormuş.

Karınca da şu cevabı vermiş:

“Ben, yarattıklarının rızkını da veren Yüce Allah’a (cc) güvenerek bir buğday tanesini yerdim. Çünkü O beni asla unutmaz ve ihmal etmez. Fakat bu işi sen üzerine alınca, ‘ne de olsa bu aciz bir insandır’ diyerek sana güvenemedim. Beni unutup yiyeceğimi ihmal edebilirdin… O yüzden de bir yıllık yiyeceğimin yarısını yedim, diğer yarısını da ertesi yıla bıraktım.”

 

***

 

Öğüdün size ulaşmasını engelleyen, gurur perdesidir. 

Gurur ve bencillik kalkmadıkça öğüt etkili olmaz.

           — Hz. Hasan (ra)