TR EN

Dil Seçin

Ara

İnsanı yalnız şarapla sarhoş olur sanma. Bütün şehvetler, arzular insanı sarhoş eder, hepsi de gözü ve kulağı bağlar.

         — Hz. Mevlana (ks)

...

Yaptığımız işler ve ibadetler, birtakım suretlerden ibarettir. Bunların ruhları ise, içlerinde ihlas sırrının bulunmasıdır.

         — Ataullah İskenderî

...

Yüzümün siyah, dudaklarımın kalın ve çatlak olduğuna hakaretle bakma. Çünkü ,onları ne ben boyadım, ne de ben çatlattım. Benim elimde olan, o kalın dudaktan kötü söz çıkarmamak, siyah yüzü ayıp işte utandırmamaktır. Kalbim beyaz, sözüm inci gibi güzel olduktan sonra, yüzümün siyah, dudağımın kalın oluşunun ne önemi var?

         — Hz. Lokman Hekim

 

***

 

Onların meyvesine, bir meyve vermeye başlarken, bir de olgunlaştıktan sonra bakın. İşte bütün bunlarda iman eden bir topluluk için âyetler vardır.

         (En’am Suresi, 99)

...

Kış mü’minin baharıdır. Gündüzleri kısa olduğu için oruç tutar. Geceleri de uzun olduğu için kalkar ibadet yapar.

         (Hadis-i Şerif, Beyhaki-Sünen)

 

***

 

ANA DİLİ

Bir müddet Türkiye’de öğretim üyeliği yapmış olan merhum Muhammed Hamidullah, bir gün verdiği bir konferansta:

‘’Size bir sürpriz! Bugün ana dilinizde konuşacağım.’’ diye başlamıştı sözüne.

Sonra da Arapça konuşarak sürdürmüştü konferansını. Dinleyiciler şaşırdı. Bir süre öyle devam eden Prof. Hamidullah, Türkçe olarak:

‘’Ne oldu? Bir problem mi var?’’ diye sorunca:

‘’Efendim, ana dilimizde konuşacağınızı söylemiştiniz.’’ dedi bazı dinleyiciler.

Prof. Hamidullah güldü ve:

‘’Ana dilinizde konuşuyorum zaten. Hz. Peygamber’in (asm) hanımları mü’minlerin anneleri değil mi? İşte, ben de annelerimizin dilinde konuşuyorum.’’

 

***

 

YAKARIŞ

İlahi!

İnayetine sığındım, kapına geldim.

Hidayetine sığındım, lütfuna geldim.

Kulluk edemedim, affına geldim.

Şaşırtma beni, doğruyu söylet.

Neş’eni duyur, hakikati öğret.

         — Elmalılı Hamdi Yazır

 

***

 

Tanışıp evlendiğimizi zannederiz ama, evlenip de tanışırız.

         — Senai Demirci

 

***

 

ZALİMİN TÖRPÜSÜ

Bir sansar, yiyecek bulmak için gezerken bir demirci dükkânına girmiş. Orada gördüğü bir törpüyü yiyecek birşey zannederek başlamış yalamaya. Törpünün dişleri de sansarın dilini kanatmış elbette. Fakat sansar, akanın kendi kanı olduğunun farkında değilmiş. Üstelik, kendi kendine; ‘’Oh!’’ diyormuş, ‘’Nasıl da kanını akıtıyorum. Aferin bana!’’

Derken böyle yapa yapa dilini paramparça etmiş. İşin farkına varıp kendine zarar verdiğini anladığında ise yapacak birşey yokmuş artık.

...

İşte böyledir, insan bir kötülük yaptığında, başkasına değil gerçekte kendine kötülük yapmış olur.

Mazlumun akıttığı gözyaşı, asıl zalimi kurutur.

 

***

 

Ey insanoğlu! Bir gün mutlaka Allah’ın huzuruna çıkacaksın. Kendi işlerini başkasına havale etme. Sen bil ki, eğer kendinden gafil olur o güne hazırlanmazsan, başkası senin yerine hazırlanmaz.

         — Hz. Osman (ra)

...

Allah (cc) insanı bir şehir, bir âlem gibi yaratmıştır. O âlemin kâbesi kalptir. Hükümdarı, meliki ise imandır. Melekler askerleridir. Kalp iman yeridir. Kalbin veziri akıldır. Duvarları yakîndir. Kapısı da ihlastır.

         — Mehmed Zahid Kotku (r.aleyh)

...

Şeytan nefse, nefis hayale üflüyor. Ardından, şeytan nefisten gelen hayali irdelemeye başlıyor. Ve insanın kendi başına tahayyül etmediği şeyi aynen insandan sudur etmiş gibi telkin ediyor. İnsanı bu şekilde vesveseye ve ümitsizliğe düşürüyor.

         — Metin Karabaşoğlu

...

Karakter ağaç ise, şan ve şeref o ağacın gölgesi gibidir. İnsan hep gölgeyi düşünür; oysa gerçek olan ağacın kendisidir.

         — Abraham Lincoln