Güneşimizin, galaksinin yedi kolundan birisi olan Orion kolunun tam içinde değil ama kıyısında bir yerlerde konumlanmış haline bakınca en uygun yer olduğunu anlıyoruz. Bu konum, galaksi içinde öylesine önemli ki, eğer başka yerde olsaydı olmazdı. Çünkü bu konum galaksinin içinde en güvenli yeri olarak bilinir. Evet güneşimiz, yıldızların yoğun olarak bulunduğu kolların iç kısımlarında yer alsaydı başına çok şeyler gelirdi.
Yıldızların çekim güçleri, gezegen yörüngelerinde değişimlere yol açabilmektedir. Diğer taraftan büyük yıldızların süper nova denilen patlamaları öylesine şiddetli püskürtmeler olmaktadır ki, kısa bir sürede onlarca ışık yılı uzaklara kadar parçalarını dağılabilmektedir. Güneş ve Dünya, galaksi kollarının dışında kalmasıyla süpernova patlamalarının öldürücü etkilerinden uzak tutulmuştur.
…
Sadece evrenin fiziksel yasaları değil, Güneş Sistemi'nin uzaydaki konumu da, bu evrenin insan ve hayat için özel tasarlanmış olduğunu gösteren apaçık işaretleri sunmaktadır.
Güneş Sisteminin galaksi kolunun kıyısında yer alması, bizim geceleri gökyüzünü inceleyerek uzak galaksileri görebilmemizi ve evrenin genel yapısı hakkında bilgi sahibi olmamızı kolaylaştırır. Bilim adamları, Güneş sisteminin bu seçilmişliğini özellikle vurgularlar. Galaksinin merkezine yakın bir yerde bulunsaydık galaksi ve evren yapısı hakkında o yoğun bölgede etrafı gözlememiz mümkün olmayacaktı. Üstelik, galaksinin merkezinden yayılan zararlı gama ışınları, x-ışınları ve kozmik ışınlar Dünya üzerinde tek bir canlı hücre dahi bırakmazdı.
…
Bir sabah uyandığınızda, kendinizi hiç tanımadığınız esrarengiz bir âlemde, uzayın hiç tanımadığınız bir köşesinde, hiç âşinâ olmadığınız varlıklar arasında buluverseniz, hiçbir şey olmamış gibi hayatınıza devam edebilir misiniz?
Aslında evrendeki yerimize ülfet denilen alışkanlık perdesinden sıyrılarak bakabilsek, harikulâdeliklerle dolu bir âlemde olduğumuzu fark etmemiz çok da zor olmayacaktır.
Sadece Dünyadaki sırları değil, evrenin en uzak noktalarına kadar uzanalım diye ve oradaki sırları bir bir ortaya çıkaralım ve onu bir kitap gibi okuyalım diye, Güneş Sistemi galaksi içinde en uygun konuma yerleştirildi. Denizler, ovalar burada. Sesler ve kokular, tatlar, dostluklar ve sevgi burada. Sayamayacağımız kadar canlı, sayamayacağımız kadar sistem mekanizma…
Sırlarla dolu bu âlem karşısında şairin dediği gibi “Ben neyim ve bu hal neyin nesi?” deme ihtiyacı duyuyoruz.
Ve düşünmeden edemiyoruz: Akıllara durgunluk veren bu noksansız nizam kimin için? Bizim için olduğuna göre ne kadarını takdir edebiliyoruz ve okuyabiliyoruz?
Şu ayete kulak verelim:
“Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin emrinize verdi; yıldızlar da Onun emriyle emre hazır kılınmıştır. Şüphesiz bunda, aklını kullanabilen bir topluluk için ayetler vardır.” (Nahl, 12)