TR EN

Dil Seçin

Ara

SANATKÂR FARKI

Büyük Rus ressamı Brullof, bir öğrencisinin bir eserini düzeltmişti. Bu düzeltmeden sonra büsbütün değişen tabloya bakan öğrencisi çok şaşırıp şöyle dedi:

“Siz bir tek noktaya dokundunuz; fakat eser nasıl böyle değişti?”

Brullof da öğrencisinin hayretine karşı şu cevabı verdi:

“Sanat, o küçük noktanın başladığı yerde başlar.”

 

***

 

İSİMLERİ SAY

Bir adam, Fatih Sultan Mehmet’e şöyle dedi:

“Yüz yirmi dört bin peygamber var. Bunların şefaatine mazhar olabilmen için her biri hesabına bana bir miktar akçe ver...”

Fatih de gülerek bu uyanık adama şu karşılığı verdi:

“Önce isimlerini say.”

Derviş zar zor on kadar isim sayabildi.

Fatih de, “öyle ise al on kişi için,” diyerek bir miktar akçe verdi.

 

***

 

NE BİNASI?

Osmanlının son dönemlerinde, İstanbul’un Vezneciler semtinde bir okul yapılıyormuş. Fakat alçak evler ve tahta binalı yapılar arasında kârgir ve yüksek bir sarayın yapılmaya başlanması halkın gözüne batmış, dedikoduya sebebiyet vermiş. Bir gün Yusuf Kâmil Paşa, yapılmakta olan inşaatı görmek üzere oraya gelmiş, inşaatı seyrediyormuş. O sırada zembili ile evine dönmek üzere oradan geçen esnaftan yaşlı bir adam, Yusuf Kâmil Paşa’yı görünce:

“Hey gidi firavunlar hey! Sanki dünyaya kazık çakacaklar, bu ne şeddadi binadır?” demiş. Yüksek sesle söylediği bu sözleri Kâmil Paşa da işitince, ihtiyara dönerek şöyle demiş:

“Dünyaya kazık kakmak için değil, evvelâ senin gibi aç gözlü herifleri doyurmak ve giydirmek için, sonra da bu millet evlâdının okuyacağı bir mektep olsun diye yapılıyor.”

 

***

 

YÜZÜK

Büyük Halife Ömer bin Abdülaziz’in çok değerli taşı olan bir yüzüğü vardı. Öyle ki, ona paha biçilemiyordu. Derken bir kuraklık geldi çattı ve insanlar çok zor durumda kaldılar. Halife Ömer bin Abdülaziz de halkının bu sıkıntılarını görünce yüzüğünü sattı; parasıyla pek çok kimselere yardım etti.

Onun yüzüğünü sattığını duyan bir yakını gelerek “böyle bir şey insanın eline bir daha geçmez, niçin sattın o yüzüğü?” deyince Halife gözleri yaşlı şu karşılığı verdi:

“İnsanların karnı doysun da, benim elim boş kalsın..”