GÜZEL GAZETE
Ressam ve karikatürist Cemal Nadir’e sormuşlar:
“Hangi gazeteyi beğeniyorsunuz?”
Şöyle cevap vermiş:
“İçinde dedikodunun ve ukalalığın bulunmadığı gazeteyi.”
***
TAŞLARLA KAVGA
Ahmet Rasim Bey, çok sakin bir insandı. Bağırıp çağırdığı, hiddetlendiği hiç görülmemişti. O, herkesle, hatta kaldırım taşlarıyla bile dosttu.
Bir gün bir arkadaşı, ayakkabılarının çabuk eskidiğinden şikâyet etti. Rasim bey:
“Ben bir ayakkabıyı beş yıl giyerim.” dedi.
“Nasıl olur?” dedi arkadaşı, “Bunun sırrını bize de anlatır mısın?”
Ahmet Rasim cevap verdi:
“Ortada sır diye bir şey yok. Ben kaldırım taşlarına dostça basarım; siz ise, ayaklarınız kaldırım taşları ile kavga eder gibi yürüyorsunuz. Bütün mesele sizin de düşmanlığı bırakarak dost olmanızdadır.”
***
EĞİTİM
Tevfik Fikret, Galatasaray Lisesi’nde müdür iken, bir akşam yemeği sırasında bir öğrenci sürahiyi kırmıştı. Bu öğrenci nöbetçi öğretmenle de kavga edince, Tevfik Fikret’in karşısına çıktılar. Tevfik Fikret öğrenciye sordu:
“Sürahiyi sen mi kırdın oğlum?..”
Öğrenci “Hayır efendim, ben kırmadım.” deyince, nöbetçi öğretmene dönen Tevfik Fikret şöyle dedi:
“Bir öğrenci yalan söylemez. Siz yanlış görmüşsünüz.”
Odadan çıkan öğrenci, tekrar odaya girdi, fakat ağlıyordu. Öğretmenlerine dedi ki:
“Beni affedin efendim. Suçum bir iken iki oldu. Hem sürahiyi kırdım, hem de yalan söyledim.”
***
OKUNAMAYAN ŞAİR
Bir gün, bir genç, kafiye ve vezin uyduramayıp dümdüz satırlarla yazdığı şiirlerini Süleyman Nazif’e getirip bazılarını okumuş. Dinlemeye dayanılması zor birkaç şiirini okuduktan sonra, Süleyman Nazif’e dönerek:
“Hangisini beğendiniz?” diye sormuş.
Süleyman Nazif ona şunu söylemiş:
“Henüz okumadıklarınızı!”