TR EN

Dil Seçin

Ara

Kasım 2008

post-title

Kasım 2008, 383

Bir Nesil Zafer’le Büyüdü…

Gül verenin, gül tutanın elinde gül kokusu kalır. Hayat vermekle güzel. Hele de verdiğiniz gülse… Otuz beş yıldır Zafer Dergisi, hayatımıza güller taşıyan, fikir bahçelerinden en nadide çiçekleri derleyip sizlere sunmaya çalıştı ve çalışıyor.

Tam 383 ay bu çizgiden, bu gayeden hiç sapmadan yürüdük ve yürüyoruz inşaallah.

Gül yağı zahmetlidir bilirsiniz. Önce mevsiminde ve büyük bir itina ile güller toplanır, yıkanır, temizlenir, sonra kaynatılır, sonra da damıtılır. Bir gram gül yağı, pek çok zahmetten sonra ancak elde edilir.

Her bir yazarımız size ulaştırdıkları ve sayfalarında yer alan yazılarında, ömürlerinin en bereketli anlarını sizin için damıttılar. Dikene katlandılar, güller sundular. Çile onlara kaldı. Elinizde gül yağı kokusu kaldı. Rabbim hepsinden razı olsun, göze aldıkları bu mukaddes çilenin ve uğraşın hem dünyada, hem de ukbada meyvesini kat be kat tattırsın inşaallah.

Kimi yılda bir yazı, kimi, beş, kimi on beş fark etmez. Bir damla olup da denize aktı mı, sizin elinize ulaştı mı, bu hayra ortaktır. O damlanın payına düşen, nasibine düşen bir denizdir artık. Bunun için olsa gerek, zahmette rahmet vardır derler.

Yıllar, mevsimler geçiyor, sürüyor akışımız. Fani dünyada güzel sesler, güzel kokular bırakmak istiyoruz. Bizler de yaşlanıyoruz. Ancak ruhumuz genç ve dinç. Kendimizi bütün gençlere arkadaş bilecek kadar onların derdine derman, dünyalarına dost ve sırdaş olacak kadar genciz ve dinciz çok şükür. Bu da bir Zafer sırrı ve belki de imanın meyvesi.

Her sayıda, yılların eskitemediği taptaze bir inançla ve yepyeni bir zafer ümidiyle kolları sıvıyoruz. Onun için çalışıyoruz.

Zafer’le büyüyen, onunla tanışıp yürüyen okuyucularımızın birçoğu, bugün evlatlarına da aynı zevki, aynı hazzı tattırmanın çabasındalar. Yıllardır süren bu samimi dostluk ve beraberlik, Zafer Ailesini vücuda getirdi. Görmesek de, tanışmasak da biz bir aileyiz. Bunu hissediyoruz. Desteğinizi ve dualarınızı esirgemediğiniz için, bizden de her daim gönül dolusu dualar sizlere ulaşıyor.

Zafer, bir aile ve okul dergisi olmanın yanında, genelde bir hayat dergisi… Bu yolda ve bu uğurda anne babalara ve de en önemlisi öğretmenlerimize büyük görevler düşüyor. Gül verelim, güllerimizi dağıtalım, güllerimizin kokusunu yayalım. Elimizde kalan kokular mutluluğumuz olsun. Çekilen çilelere yazık olmasın, güller elimizde solmasın. Zafer’in ışığını yayalım, yeni okuyuculara ulaşalım.

Taşıyalım bu gülü, onu bekleyen gençlere, yeni yüzlere, yeni okuyucu ve dostlara. Kavgasız gürültüsüz, bir güneş gibi kimsenin başını yarmadan, ruhunu yaralamadan doğsun dünyalarına, yeni bir sayfa açılsın âlemlerine. Bizi düşünen, sorularımıza cevap vermek için didinen ve bunu vazgeçilmez bir gaye bilen birileri de varmış desinler. Hayata taptaze bir inançla ve ümitle baksınlar.

Bunca çalının çırpının, yalanın yanlışın ortasında bir gül sunmak ne demek, onu eline alıncaya kadar kimse anlayamaz. İnandığımız doğrular ve değerler adına yaşadığımız ve çalıştığımız zaman hayat bir anlam kazanıyor.

Otuz beş yıldır gül deren, yediden yetmişe herkese ve özellikle de gençlere yeni bir nefes vermeye çalışan Zafer’e destek oldunuz, Allah razı olsun.

Bu yılki Ramazan umresinde, önce genç bir kardeşle tanıştım, sonra da ailesiyle. Meğer çok eski bir Zafer okuyucusu bir aileymiş. Samimi bir dostluk oluştu aramızda. Hiç unutmam, Doktor Hanım oğluna, “Bak evladım, tam senin yaşındayken Zafer’le tanıştım. Bu dergide yazan kalemlerin yazılarıyla büyüdüm. Şimdi sıra sende.” diyordu. Kulaklarımda yankılandı bu ses, nice okuyucumuzun aynı duyguları duaları paylaştığını biliyoruz.

Biz hep birlikte bir aileyiz, bu hayrın ortağıyız. Allah razı olsun hepinizden.

 

— Selim Gündüzalp

Dergideki Yazılar