MADEM ÖYLE DEDİN…
Meşhur tarihçi İbnülemin Mahmud Kemal İnal, bir gün Beyazıt’tan Fatih’e doğru yürürken çocuğunu döven bir kadını görür. Olaya müdahale eden üstada, kadın dert yanar:
“Efendim, bu çocuk fena halde canımı sıktı. Az önce illa çikolata alacaksın diye tutturdu. Aldım, yemedi. Şimdi de simit diye ağlıyor. Gördüğünüz gibi yerden kalkmıyor…”
İbnülemin, kadına çocuğun adını sorar; “Vural” duyunca en uygun cevabı verir:
“Ah be kadın! Madem ki çocuğun adını Vural koymuşsun. Öyleyse, dediğini yapmak zorundasın. Hem vuracaksın, hem alacaksın. Vur-al!..
***
“KENDİNİ BİL”
Sokrates, haddini bilmez birisine Delfi’ye gidip gitmediğini sorar. “Evet” cevabını alınca sorularını sürdürür:
“Büyük kapı üzerindeki ‘Kendini Bil’ yazısını gördün mü?”
“Evet, gördüm.”
“Peki, bunun gereğini düşündün mü?”
“Ben kendimi çok iyi biliyorum.”
Sokrates, bu son cevap üzerine son sözünü söyler: “İnsanın kendini bilmesi için yalnız adını bilmesi yeterli değildir.”
***
“HAYATIMI VERİRDİM!”
Ünlü kemancı Fritz Kreisler’in bir konserinin ardından, çıkışta bir hayranı heyecanla yanına gelerek şöyle dedi:
“Sizin kadar güzel çalabilmek için bütün hayatımı verirdim.”
Fritz Kreisler onun bu sözüne karşılık tebessüm ederek dedi ki:
“Ben verdim.”