TR EN

Dil Seçin

Ara

Ekim 2013

post-title

Ekim 2013, 442

Merhaba sevgili okuyucularımız.

Bu seneki Haccın bütün İslam âlemi ve özellikle de ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimizden diliyor, Kurban Bayramınızı tebrik ediyoruz.

Bu sene Ramazan’ın bereketi bir başkaydı. Kurban ve Hac da böyle olur inşallah. Büyük oluşumların arefesindeyiz. Bunu az ya da çok hepimiz hissediyoruz. Evet, bu sadece bizi değil, bütün insanlığı ilgilendiren büyük bir müjde.

Rabbimiz yağmuru indirmeden önce, nasıl onun müjdecisi olan rüzgârları gönderiyorsa, yaşanan her olay da gelecek olan o müjdeli günlerden bir işaret taşıyor...

Eğitim ve öğretimden tutun da kültür, sanat, edebiyat, sinema, spor ve siyaseti de kapsayacak kadar geniş bir sahada olacak bu değişim inşallah... Bütün insanlığı ve İslam âlemini tüm müesseseleriyle içine alacak kadar da muhteşem bir dönüşüm yaşanacak... Tarihin hiçbir döneminde görülmemiş müjdeli günler geliyor.

Allah’ın bir kanunu bu. Pek yakında inşallah bunu göreceğiz... Her geceden sonra sabah var... Her kıştan sonra da bahar... Ne güneşi söndürmeye kimsenin gücü yeter, ne de baharın gelmesini ve sabahın olmasını engellemeye... Bunlar, Allah’ın takdiridir ve O’nun kudretinin şaşmaz bir tecellisidir…

Aynen böyle de, insanlığın ve İslam’ın da baharı yakındır, güneşin doğuşu ve zaptı da çok yakındır inşallah...

Rabbim kalplerimize ve fikirlerimize bu yönde bir ittihat ve ittifak nasip eylesin... Gerisi gelir…

Geçen sayımızda da dediğimiz gibi; “Gelecek bizim olacak” inşallah... Mübarek Hac mevsiminin de tam böyle bir zamana denk gelmesi de boşuna değil...

Eller ve diller hiçbir zaman olmadığı kadar güçlü dualara duracak inşallah ve şeytan önderliğindeki şer odaklarının bir bir önü kesilecek, nice hayırlara kapılar açılacak...

Bu dünyada insan aklının almayacağı çok garip işler var... Aslanı tilkiye mağlup eden sırlar var... Kaderin böyle çok garip cilveleri var...

Allah yapar, kul şaşar...

Hazır olalım, daha neler göreceğiz, neler...

Şu dar ve hazır zamanı, gelecek ve geniş olan parlak bir istikbâl ile bir arada gören, düşünen ve değerlendiren kazanacak inşallah.

Hâlâ uyuyorsak biz de uyanalım artık ve dört elle yeniden hayat kitabımız Kuran’a sarılalım...

Ellerindeki mumu insanlığa güneş diye yutturmaya çalışanlara inat, hakkı ve hakikati en gür sadâ ile duyuralım... Bu belki de son fırsattır...

Göz aldanır ama gönül aldanmaz... Yıllardır yaşadığımız tecrübeler bize bunu söylüyor ve ders veriyor.

Haydi, biz de geri kalmayalım. Bu bayrama, bu kervana biz de geç olmadan katılalım... Artık karanlığın devri bitti... Üç yüz yıllık uyku ve mağara dönemi bitti... İslamiyet’in ve Kuran’ın o eşsiz nuru ve parlaklığı bir kez daha bu asrın da üzerine yeniden doğmaya başladı...

Dünya imtihan dünyası. Elbette her şey bir anda sütliman olmayacak ama azgın dalgaların ipi çekilecek, bulanık sular durulacak... Bu biraz da bizim dua ve gayretimize bağlı...

Bütün insanlığı kuşatacak, hem dünyevî, hem ebedî hayatını kurtaracak ve aydınlatacak bir hakikat güneşinin doğması çok yakın... Bütün insanlık yaralı ruhuna merhem arıyor, dünya nurunu arıyor.

Bediüzzaman Hazretleri daha 1950’li yıllarda bir mektubunda şöyle diyor:“Amerika, buranın en küçük bir havadisini merakla takip ettiği halde, buranın en büyük bir hadisesi olan Risale-i Nur u elbette arayacaktır.” (Emirdağ Lâhikası, cilt.1, s.223)

Yaşananlar bize bunu gösteriyor. Kuran’ın sönmez ve söndürülemez bir nur olduğunu bütün dünya görecektir inşallah.

Gelelim Ekim sayımıza. Bakalım neler var…

Harika bir başyazı var. Prof. Dr. Suat Canbazoğlu’na ait: “Suyun akışkanlığındaki hikmetler.” Hayretle okuyacağınız ve şükrünüzü artırmaya vesile olacak inşallah. Volkan Tuzcu, “Bir Kuran mucizesi: kemik erimesi”, Metin Karabaşoğlu “Her şey güzeldir, çirkinlik bile”, Kâzım Uysal “Şifa kaynağı olarak: balık”, Âdem Tatlı “Gözdeki kör nokta”, Nevzat Tarhan “Unutkanlık”, Senai Demirci “Hamdin .zünde gizlidir esma”, Kâmil Kırış “Yapraklar boşuna dökülmüyor”, Fatih Satıl “Çiftçi karıncalar”, İbrahim Erdinç Şumnu, “O’nun izinde”, Rasim Soylu “Soyut sanat”, Orhan Batman “Turizmde madalyonun iki yüzü”, Dr. Yaşar Çil “A vitamini”, Rasim Özdenören “Cömertlik nasıl ölçülür?”, Banu Yaşar “Kalbinin tesellisini aramak”, Mehmet Kırkıncı “İbadetler insanın meyveleridir” ve Kemal Sayar “Mutluluğun yolları ve tuzakları” yazılarıyla renk katıyorlar. Kırka yakın yazı ile dolu dolu bir Zafer’le karşı karşıyasınız.

Zaferimize gönülden desteğinizi hiçbir zaman esirgemediğinizi biliyoruz ama şu öğretim yılında evlatlarımızın ve öğrencilerimizin hayatlarına biraz olsun Zaferimizdeki yazılarla ışık tutalım.

Gayret bizden, bereket Rabbimizden.

Not: Dâvâ arkadaşımız ve dostumuz İsmail Hocaoğlu’nu bu ay ebediyete uğurladık. Rabbim mekânını cennet eylesin. Dualarınızı eksik etmeyiniz.

Dergideki Yazılar