Seçebilirsin! Nitekim sürekli seçimler yapıyorsun. İraden var çünkü. İrade seçme, isteme, isterse yapma, istemezse yapmama yetisidir. İnsanın temel niteliklerinden biridir. Onunla “ihtiyar” ediyor yani seçimler yapıyor.
İrade sıfatı herkes gibi sende de var. Özgürsün, seçimler yapabilir, bir şeyleri isteyebilir ya da istemeyebilirsin. Her gün her konuda zaten yapıyorsun bunu. Yukarıdaki kelimeleri isteyerek yazdın, sonra bana göndermeyi seçtin. Seçimlerinden sorumlusun elbette.
İnsan, iradesine bırakılan alanlarda kendi yazgısını yazar, evet. Kaderimiz, büyük oranda, kendi tercihlerimizle biçimlenir. Sorumlusu da biz oluruz elbette. “Kaderimde vardı, oldu.” diyemeyiz. “Biz seçtik, biz yaptık, yazgımız da böyle oldu.” demeliyiz.
Dikkat et, kaderi reddetmiyorum ben. “İnsan sorumludur.” diyorum, bir gerçeği dile getiriyorum. Rüzgârın önünde iradesiz bir yaprak değilsin ki sen. Gerçi yazgının, kaderin insan elinde olmayan bölümleri de vardır. Yurdu, yuvası, annesi, babası, boyu, rengi, güzellik derecesi ve benzeri niteliklerini kişi kendisi seçemiyor. Bu nedenle, bunlardan ötürü sorumlu da olmuyor.
Peki, iradi seçimlerimiz tam da istediğimiz gibi mi sonuçlanıyor? Hayır, her zaman böyle olmuyor. İlahi irade giriyor araya. Onun tercihi bazen bizimkine aykırı oluyor. Biz şunu istiyoruz, o başkasını veriyor ya da hiç vermiyor. Fakat biz sadece tercihlerimizden sorumlu oluyoruz.
İşte, bu noktada niyet önem kazanıyor. Kalbin bir tarafa yönelmesidir niyet. Eylemlerimiz üzerinde belirleyici etkisi vardır. Toprağı altın yapar, altını toprak eder.
Kader beni zorluyor, diyemezsin. Bilmiyorsun kaderde ne yazılı. Sen özgürce tercihler yapıyorsun, ama kaderî takdir önceden biliyor, yazıyor. Biz de bu yazgıya kader diyoruz. Senin neyi seçeceğini bilip “takdir” etmiş. İlahi ilim sana tabi olmuş, senin seçimlerine, eylemlerine uymuş.
Zamanı da yaratanın üzerinde zamanın etkisi yoktur, olamaz. Önce, sonra, şimdi gibi kavramlar bizim için geçerlidir. Zamanın tümü yaratıcı için tek bir an gibidir. Bu nedenle “önceden biliyor” sözü bile gerçeği tam yansıtmıyor. Bize göre önceden.
Anlasana, zamana mahkum tutsaklarız biz!