TR EN

Dil Seçin

Ara

YAŞIYORSAN…

Bak, filozof kesilmeyi gerçekten istemiyorum ama, eğer yaşıyorsan, kollarını bacaklarını kıpırdatmak zorundasın, bir şeyler yapmak, sesler çıkarmak zorundasın; çünkü yaşam, ölümün tam tersidir. Ve bu yüzden, bence eğer çabalamıyorsan yaşamıyorsun demektir. Ya sen ses çıkarmalısın ya da en azından düşüncelerin ses vermeli, renkli ve canlı olmalı.

— Mel Brooks

 

***

 

KORKU

Yetişkinler ölümden, çocukların karanlıkta sokağa çıkmaktan korktukları gibi korkarlar. Ve bu korku, çocuklardaki o korkunun anlatılan hikayelerle artırılışı gibi artırılır.

— Francis Bacon

 

***

 

YÜZLEŞME

Yaşamın sona ereceği, ona hazır olursak hoş bir şekilde ve rahat olarak gidebileceğimiz gerçeğiyle dürüstçe yüzleşmenin kötü bir tarafının olmadığı bize hatırlatılmalı. Aslında, yaşamın bizden alınacağı gerçeğiyle yüzleşmeyi öğrenene kadar, yaşamla gerçek anlamda tanışamayız.

— Billy Graham

 

***

 

İlaç

Bir gün âbid bir genç ile Basra çarşılarında beraber gezerken âniden bir tabibe rastladık. Bir kürsüye oturmuştu. Yanında erkek, kadın, çocuk, birçok kişi vardı. Her biri elinde su dolu bir kap tutuyor, hastalığına deva olacak bir ilaç soruyordu.

Yanımdaki genç öne çıkarak:

“Ey Tabip!” dedi. “Yanınızda günahları yıkayıcı, kalp hastalıklarına şifa verici bir ilaç bulunur mu?”

Tabip “evet” deyince genç:

“Getir görelim!” dedi. Tabip:

“Benden on şey al: Fakirlik ağacının köklerini, tevazu ağacının kökleriyle birlikte al, içine tövbe eriği kat! Rıza havanına koy, kanaat tokmağı ile döv! Takva tenceresine koy! Üzerine hayâ suyunu dök! Muhabbet ateşi ile kaynat, şükür kadehine dök! Reca (umut) yelpazesiyle soğut ve hamd kaşığı ile iç! Söylediklerimi yaparsan, dünya ve ahiretin musibet ve hastalıklarına karşı korunursun.”

— Hasan-ı Basrî

 

***

 

“Hayatımızı birleştirelim!..”

“Pekala. Lakin, önce hayat üzerine bir anlaşalım.”

(Umutsuz Bir Aşkın Münakaşası, s. 62)

 

***

 

Gel de cevap ver!

Bir deve yavrusu, annesine sordu:

“Göz kapaklarımız niçin uzun?”

Anne, şöyle dedi:

“Çölde yürürken gözlerimize kum girmesin diye.”

Deve yavrusu dedi ki:

“Ayaklarımızın tüyleri niçin uzun?”

Anne şöyle dedi:

“Çölde yürürken bizi kumun sıcaklığından korumak için.”

Yavru dedi ki:

“Niçin iki hörgücümüz var?”

Anne şöyle dedi:

“Çünkü onlara, çölde uzun mesafeler yürürken, susuzluk hissetmeyelim diye su depo ederiz.”

Ve yavru deve şöyle dedi:

“Öyleyse, hayvanat bahçesinde ne işimiz var?!”

 

***

 

“Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? 

Dehanın sınırları var; cehaletinse hiçbir sınırı yoktur.”

— Whoopi Goldberg

 

***

 

Bağırırlar şaire:

“Bir de torna tezgahı başında göreydik seni…

Şiir de ne?…  Boş iş…”

Şair cevap verir:

“Doğrusu bizler için de, en yüce değerdir çalışmak…

Ve kendimi bir fabrika saymaktayım ben de…

Ve eğer bacam yoksa, işim daha zor demektir…

Bilirim hoşlanmazsınız boş laftan,

Kütük yontarsınız kan ter içinde…

Fakat bizim işimiz farklı mı sanırsınız bundan:

Kütükten kafaları yontarız biz de…

— Vladimir Mayakovski

 

***

 

“Düşüncelere gömülmüş bir adam tembel değildir. 

Gözle görülür ve gözle görünmez olmak üzere iki çeşit emek vardır.”

— Victor Hugo

 

***

 

ŞU ÖDÜLLER…

Hangi açıdan bakarsak bakalım, günümüzde ödüller gerçek amaçlarından saptırılmış birer aldatmaca ve şaşırtmacadan başka bir şey değildir. 

Nobel jürisi, bir yıl da çıkıp, bu yıl Afrika’da açlıktan ölen insanlar için dünya kamuoyunu, bu insanlara yönelik bir davranış için, hiçbir yazarı tavır koymaması nedeniyle ödüle layık görülmediğini ilan etmiş midir?

Nobel kendi kendini tescilden başka bir şey değildir.

— Gece Yazıları, Arif Ay

 

***

 

HAYATIN MÂNÂSI

Hayatın, indirimli satışlardan, süveter almaktan öte mânâları olduğunu nereden bilecek. Süheyla, işte söylüyorum, hayat bir imtihandır.

— Siyah Gemiler, s. 25

 

***

 

KARAKTER

Hadiselerin önemi karakterin yanında hiç kalır. Asıl iş herkesin kendi karakterindedir. İnsan, başkalarından ve kendini saran ortamdan istediği kadar kendini soyutlasın kaç para eder? Kendi kendinden ayrılamaz ki. Yerler, durumlar değişir, değiştirilir. Fakat nereye gitsek kurtulmak istediğimiz dertlerimizi de beraber götürürüz. Ve yer değiştirmekle huy değiştirilemeyeceği için, kederlerimize vicdan azapları, acılarımıza suçlar katmaktan başka bir şey yapmış olmayız.

— Adolf Benjamin Kontsan

 

***

 

“Söz, az ve öz gerektir vesselam.”

— Hz. Mevlânâ