TR EN

Dil Seçin

Ara

Dualardan Bir Bahar

Ağacın ücra bir köşesinden, sessizce bir dua yükseldi bir bahar sabahı.

Canlanmak istedi kuru dal parçası.

Oysa can nedir, bilmezdi.

Bilse de çoktan unutmuştu.

Aylar var ki cansız ve kuru, bir iskelet gibi uyuyordu öylece.

Hayata kavuşmak, ondan beklenecek en son şeydi.

Çok geçmedi.

Birşeyler olmaya başladı dal parçasının üzerinde.

Bir tomurcuk uyanıverdi.

Hayat belirtileri başladı.

Yağmurla ıslandı tomurcuk. Güneşle ısındı. Rüzgârla nefes alıp verdi.

İstediği her şey onlarda vardı. Bir tek şey dışında:

Hayat.

Ne yağmurda can vardı, ne ışıkta, ne havada.

Onlar, kendilerinde olmayanı bir kuru dal parçasına bağışlayamadılar.

Tomurcuk dualarla can buldu.

Ağaç, yüzlerce dalıyla dua etti can bulmak için.

Dualara cevap gecikmeden geldi.

Binlerce tomurcuk fışkırdı yüzlerce daldan.

Onlar da daha hayata gözünü açmadan duaya durdular.

“Âmin” dedi bulutlar.

“Âmin” dedi güneş.

“Âmin” dedi atmosfer.

“Âmin” dedi toprak, binlerce tomurcuğun duasına.

Yağmurla, ışıkla, rüzgârla cevap yağdı dualara haftalar boyu.

Sonunda, bir iskelet gözler önünde canlandı.

Ve ağaç, can bulan ellerini tekrar semaya açtı.

Yüzlerce dalıyla değil, on binlerce eliyle dualar sundu Yer ve Gökler Rabbine.

Onu bir dille değil, on binlerce diliyle zikretmek istedi.

Ağacın kendisi bir elden, yahut bir dilden başka birşey değildi.

O da yeryüzünün bir köşesinde, bir ovanın dillerinden biriydi.

Yeryüzünden sessizce dualar yükseldi bir bahar sabahı.

Toprak can bulmak istedi.

Ölmüş ağaçlardan ve bitkilerden ellerini semaya açtı.

Aynı anda her karışından binlerce dua yükseldi ovaların.

Gökler gürledi, güneş gülümsedi, rüzgâr müjdeler taşıdı uzaklardan.

Bir yağmurla, bir güneşle, bir havayla, sayısız dualara cevap geldi.

Her damlası bir cevaptı yağmurun.

Her parıltısı bir cevaptı güneşin.

Her nefesi bir cevaptı havanın.

Onları, dualara cevap veren gönderdi.

Cevaplara karşılık, yeni dualar yükseldi yerin her köşesinden.

Sayısız ağaçlar, sayısız çiçekler saf saf olup yakardılar.

Farklı dillerle, hep birlikte andılar kendilerine can vereni.

Dualar okundu yeryüzünün renk renk tebessümünde.

Baharın yüzünde gülen, duanın güzelliğiydi.