TR EN

Dil Seçin

Ara

İçimde Bahar, Mevsim Sonbahar

İçimde Bahar, Mevsim Sonbahar

Sonbahar da olsa, içinde bahar var...

Soruyorum: kimsin, nesin?

Can bedenden giderken sen nerdesin?

Rabbim, şükür Sana ki,

ha yirmi olmuş, ha altmış yaşım…

Fark yok yılların alıp götürdüğünde…

İçimde yine huzur,

içimde yine Senin aşkın var…

Hiçbir şey beni mest etmiyor,

Hiçbir şey beni cezp etmiyor,

Hiçbir şey beni mutlu etmiyor,

Seni tanımak kadar...

Seni anlatmak kadar…

Tadına doyamadığım yıllar,

Yürüdüğüm ve sonunu bulamadığım sokaklar,

Şükür Sana ki bu karanlıklar,

Sonunda aydınlığa ulaşıyor Senle…

Soruyorum kendime:

Kimsin, nesin?

Nedir ki, hayata verdiğin senin?

İki elim, iki ayağım, iki gözümden gayrı ve bir de…

Senin için şükürle çarpıyorsa kalbim,

daha ne isteyim Rabbim?

Dönüp dolaşıp geldiğimiz yer, Senin kapın...

Her sabah kalbimiz tertemiz kalkıyoruz yataklardan.

Dünyayı elimizin altında buluyoruz,

Hayatı altın tepside sunuyorsun bize.

Şükür Sana ki, bunu sadece Sen veriyorsun bize.

Çocuk değilim ama büyüdüm de diyemem.

İçimde hep bir çocuk var, o büyümedi bir türlü.

Zaten büyüsün de istemiyorum...

Sana karşı şükran hisleriyle dopdolu kalmak istiyorum.

Bu mevsim içinde Sana şükrümü, tefekkürümü sunmak istiyorum.

Sonbahar da olsa, içimde bir bahar var...

“Gördüklerini, düşündüklerini anlatsana.” deseler,

Ne söyleyebilirim, onun derdindeyim şimdi…

Yalnız değilim, biliyorum...

Bana arkadaş kıldığın meleklerin var…

Bir melek dese ki:

“Ne gördün bu mevsim de şu dünyada?”

Rabbim sorsa:

“Kulum, ne gördün bugün bu dünyada?”

Ne cevap veririm, ne diyebilirim?

Şimdi onun derdindeyim…

Yağmur mu yağıyor, yoksa ben mi ağlıyorum...

Siliyorum aklımdan, kalbimden,

İçimden geçen kötü düşünceleri...

Elimdeki kirler gibi içim de yıkanıyor…

Sonbaharı seviyorum içinde bahar var diye…

Mevsim yağmurları değil gözlerimde,

Kalbimin sözleridir damlalar...

Gözlerimdeki bu salıncaklar…

Bu maviliğe, gözler önündeki bu güzelliğe dair

Bir şeyler söylemek isterim…

Bu benim insanlık borcum, kulluk borcum Rabbim…

Her sabah taze bir ümit, aşk ve şevk ile,

Sana karşı dopdolu bir iman ve teslimiyetle,

Bir şeyler söylemek isterim Rabbim…

Söyletiyorsun da...

Sonra yazdıklarımı okuyorum, hayret ediyorum...

İki dudağın arasından çıkan şeyler mi bunlar?

Az önce hiçbir şey yoktu…

Zihnim bomboştu…

O güzel duygulara sahiptim sadece…

Sermayem oydu.

Suskundum...

Sen var kıldın...

Var olduğun için...

Kalbi verdiğin için kalbimden geçenleri bildiğin için...

Kelimeleri art arda dizdiriyorsun...

Sonra da bana bile hayret ettiriyorsun…

Bilmem misafir melek memnun olur mu bu söylediklerimden…

***

Nerde bir güzellik varsa;

Orada senin güzel isimlerinin tecellisi var.

Ey sonbahar, seni de seviyorum.

İçinde bahar var

İçinde ebedî bir hayatın müjdesi var.

Solan çiçeklerin hiç solmayan mânâları var,

suretleri var hafızamda…

Onları hafızamda yaşatan Rabbimin Hafîz ismi var…

Demek ki siz ölmediniz, çürümediniz, yok olmadınız.

İnsanların ölmeyeceğini, çürümeyeceğini

Ebedî bir hayat için bu dünyada yaşadığını,

Bu mevsimden ders alıyorum...

Bunca ölmüşlerin içinden,

yeniden dirilişin müjdesini veriyorsun; anlıyorum…

Bir tatbikat yapılıyor; hepsi bu!

Yapraklar düşüyor birer birer Senin izninle Rabbim...

Gündüz geceye dönüşüyor Senin izninle…

Ebedî bir hayatın müjdesini,

Bu mevsimde, Sen veriyorsun gönlüme...

Şükür ki varsın…

Şükür ki yaratmışsın beni,

Varlığından haberdar etmişsin şükür ki...

İçimdeki sonbahar da bekliyor şimdi,

O güzel isimlerinin tecellisini…

Beyazın kara geldiği gibi,

Mavinin göğe geldiği gibi,

Yeşilin yaprağa geldiği ve yakıştığı gibi...

Gelsin, içime de baharı getirsin,

O latif isimlerinin bin bir tecellisinden biri…

Gelsin ne olur…

Sabah olsun, akşam olsun,

Yeter ki Sensiz olmasın,

Seninle dolsun içim,

isimlerinin bin bir tecellisiyle dolsun…

Korkmuyorum sonbahardan,

korkmuyorum yağmurlardan,

korkmuyorum gecenin karanlıklarından…

Mevsim sonbahar olsa da,

İçimde ebedî bir bahar var…

Dirilişin tohumu bu mevsimde atılıyor, bildim...

Bir bardak su içmek için elimi uzatmam gerekiyor...

Havayı içmem için, ağzımı açmam yetiyor...

Hayatî bir nimeti bu kadar yakın kılmışsın bana...

Ne kadar yakın olduğumu anlamam için Sana...

Rabbim, öyle bir şey verdin ki bana,

Ölümden ve hayattan da güzel…

Hayatı hayat kılan…

Varlığını onunla biliyorum.

Kuru bir iddia değil bu…

Sana olan imanım bu.

Koca bir yalnızlığı deviriyor adeta…

Yanmayan lambaların bir anda yanması gibi…

Bir anda içimin aydınlanması gibi…

O iman nimetine hamd ediyorum.

Şükür ki bu nimetten hissedar etmişsin bizi.

Şükür ki varlığından haberdar etmişsin bizi.

Aslında herkese aynı mesafede bu nimet…

Ey bir köşede ağlayıp sızlanan,

bu nimetten mahrum kaldığını sanan biçareler…

Haydi, Rabbinize koşun, iman nimetinin tadına varın.

Geciktirmeyin, hiç olmazsa bu sonbaharda tadına varın.

Yeniden başlayın,

hayatı yeniden yaşayın…

Geciktirmekten, uzatmaktan ne fayda var ki?

Böyle yaşamaya hayat mı denir?

Allah’tan, uzak kalmaya ruhunuz,

kalbiniz daha fazla dayanamaz.

Uzatın ellerinizi, kımıldatın dudaklarınızı…

Bir şeyler söylesin içiniz, bir şeyler desin…

Nerde içimizi aydınlatan o ışık?

Nerede düşüncelerimizin o tertemiz, ak pak dünyası…

Hadi, çok uzaklarda değil

Bu davete beraber gidelim…

İmanın nuruyla dolalım...

Beyaza, yeşile, maviye hasretiz; anladık…

Ama onlar da bize yakın olmak için bekliyorlar...

Biz de biraz kımıldanalım ne olur…

Gün, güneş, her gün dert değil, mutluluk getiriyor bize...

Güneş dünyaya değil, önce içimize doğuyor...

Ümit varsa, iman varsa, aşk şevk varsa,

her şey etrafınızda dönüyor...

Siz de bir şeyler söyleyesiniz diye...

Bilmem, misafir melek razı olacak mı bu söylediklerimden…

Rabbim, razı olacak mısın?

***

Seni tanımayı ve Seni anlatmayı seviyorum Rabbim…

Seninle konuşmayı,

Senin verdiğin ağızla, dudakla konuşmayı

Seni sevdiğimi söylemeyi seviyorum Rabbim

Bu sevgiyi alma benden…

Bu güzel kelimeleri alma benden…

Ben razıyım, memnunum Senden.

Ey Rabbim, verdiğin her nimetten memnunum...

Sonsuza dek şükrediyorum...

Layıkıyla yerine getiremiyorum görevlerimi,

onu da biliyorum ama Sana şükrediyorum...

Çağırıyorum insan kardeşlerimi de Seni sevmeye...

Sen bize sevdirdin kendini,

Elçiler gönderdin, kitaplar gönderdin…

Tanıyalım, bilelim diye Seni...

Gönderdiğin her nimetini Senden bilelim diye…

Gözlerim imanla açıldığında yeniden doğuyorum...

Yeniden doğuşumu hayırlı kıl, mübarek kıl yâ Rabbi…

Sonbaharı seviyorum içinde bir bahar var diye…

Sonbaharı seviyorum içimde bir bahar var diye…

Bu hayatı seviyorum Sen verdin diye…

Senden bildiğim zaman,

Senden bildiğim an üzerine titriyorum.

Rabbim, Senden ebedî bir hayat diliyorum…