TR EN

Dil Seçin

Ara

Keklik ile Tilki / Neşeli Öyküler

Bir keklik bir kayanın başına konup ötmeye koyulmuş. O civarda dolanmakta olan tilkinin biri de iyice acıkmış halde, av arıyormuş. Kekliğin sesini duyunca, kayanın yanına gelmiş. Bakmış bakmış, ağzı sulanmış. Sonra, kekliği lâfa tutmuş.

Ayakların kınalı, gerdanın benli, sesin de pek tatlı. Tıpkı anana benziyorsun. Lâkin anan çok güzel göz süzerdi. Bakalım sen de onun gibi göz süzebiliyor musun?” demiş.

Keklik kolayca aldanıp, gözlerini süzüvermiş. Kekliğin gözü yumulunca, tilki üstüne atılmış. Kekliği kaptığı gibi, bayır aşağı koşmaya başlamış.

O zaman keklik tilkiye demiş ki:

Nasıl olsa Allah beni sana kısmet etmiş, yiyeceksin. Bari bir defacık olsun Yâ Rabbi şükür!de.”

Bu teklif tilkinin aklına yatmış.

Yâ Rabbi şükür!” diye ağzını açıvermiş.

O zaman keklik pır diye uçup gene kayanın başına konmuş, tilki ise arkasından bakakalmış. Görmüş ki, kekliği bir daha ele geçirmenin imkânı yok, öfkeyle söylenmiş:

Karnı doymadan Yâ Rabbi şükür!diyeni Allah bildiği gibi yapsın!”

Buna karşılık, keklik de şunu söylemiş:

Uykusu gelmeden göz süzeni de Allah bildiği gibi yapsın!”