TR EN

Dil Seçin

Ara

ŞU ZAMANDA İNSANLARIN DOSTLUĞU, ACEMİ AŞÇININ ÇORBASINA BENZİYOR. KOKUSU GÜZEL AMA TADI TUZU YOK.

Malik bin Dinar (ra)


 

***


 

Allah, sevdiği kuluna, bir kadının çocuğuna şifa bulması için acı ilacı yudumlatması gibi, dünyanın acılığını tattırır.”

Hadis-i Şerif


 

***


 

TARİHTEN ALINACAK DERS

Ünlü tarihçi Chucles A. Beard’a, tarihten çıkarılacak en önemli dersleri bir özet halinde nasıl ifade edebileceği sorulur:

1. Allah, yıkmak istediklerini, önce iktidar ve güç hastalığına müptelâ eder.

2. Arı, özünü yağma ettiği çiçeği döller.

3. Allah’ın değirmeni gayet yavaş ama son derece ince öğütür.

4. Yeteri derecede karanlıkta, gökyüzündeki yıldızları daha iyi görebilirsin.


 

***


 

HASTAHANE İÇİN BİR YER

Adaüddevle, Ebubekir Razi’den Bağdat’ta kurulacak hastanenin yerini tesbit etmesini istedi.

Arap tıbbının babası sayılan, 220’den fazla eser yazmış olan Ebu Bekir Razi güç durumda kaldı.

Çok düşündü. Sonunda pratik bir yol buldu.

Bağdat’ın muhtelif yerlerine et parçaları koydu. Bir müddet bekledi. Baktı ki, etler ne kadar zamanda kokuyor. En son kokan etin olduğu yeri hastane olarak seçti. Oranın havasının daha temiz olduğunu söyledi.

Perdenin Ötesi, Ragıp Güzel


 

***


 

Fukarayım giyemem hırka

Kimsem yok ki, verem arka.”

Türkü


 

***


 

Güvercin, kargalarla arkadaşlık yaparsa tüyleri beyaz kalır, fakat kalbi kararır.”

Alman Atasö


 

***


 

Şu dünyada en kıymetli sermayemiz olan ömrümüz ‘Yarın ne yiyeceğim? Kışın ne giyeceğim?’ gibi basit düşüncelerle harcandı gitti.”

Sadi-i Şirazî


 

***


 

Bal tutan parmağını yalar”

Köylünün birisi, güz vakti arı kovanlarından bal peteklerini toplar, tahta teknelere doldurarak, satmak üzere kasabaya getirirmiş. Kendisine bakkal bir müşteri bulmuş. Pazarlık yapmışlar, üç aşağı, beş yukarı derken anlaşmışlar. Sıra balın tartılmasına gelmiş.

Bakkal, balı tartmaya başlamış, ama terazisinin kefesine koyacak yarım okka’dan başka ağırlığı olmadığı için, köylünün getirdiği koca koca petekleri, elleriyle böler parçalar kefeye öyle koyarmış. Tabi bu arada elleri dirseklerine kadar bal oluyormuş. Ne yapsın o da, eline koluna bulaşan bu balı yalamaya başlamış.

Köylü bu durumdan biraz rahatsız olmuş:

Emmi, balın yarısı yalamaya gidiyor.” diye söylenmiş.

Bakkal:

Ağam, işkillenme, kastım yok! Ama bilirsin ki, bal tutan parmağını yalar!” demiş.


 

***


 

LENCİ VE TURGENYEV

Büyük Rus yazarı Turgenyev soğuk bir akşam üstü evine doğru yola çıkmış. Yolda bir dilenci kendisinden para istemiş. Bütün ceplerini kurcalayan Turgenyev, ne yazık ki hiç para bulamamış.

Bunun üzerine kendisine uzatılan soğuk elleri kendi elleriyle ısıtarak:

Kusura bakma kardeşim sana verecek bir şeyim yok.” demiş.

Dilenci:

Verdiniz ya efendim.” demiş. Bana kardeşim dediniz ve ellerimi ısıttınız.”


 

***


 

Tarihten önce tarihçiyi inceleyiniz. Tarihçiyi incelemeden önce de onun tarihî ve toplumsal çevresini inceleyiniz. Tarihçi bir birey olarak aynı zamanda hem tarihin hem de toplumun bir ürünüdür.”

C. Carr


 

***


 

İHTİYAÇ

İhtiyaç, insana kendi eliyle üzerine örttüğü bir ağdır. Hiç olmazsa ağın gözlerini büyük tutmalı, kurtulmazsa, bari elleri, ayakları, başı dışarıda kalsın.

M. Akif Ersoy


 

***


 

ÜÇ İNSAN TİPİ

Başlıca üç çeşit insan vardır:

Bilgi sever

Şöhret sever

Para sever

Platon


 

***


 

Duvar çiviye Niye beni yaralıyorsun?” der.

Çivi de Bana değil, beni çakana bak!” diye cevap verir.