TR EN

Dil Seçin

Ara

Tövbe Kapısı Açıktır

Tövbe Kapısı Açıktır

İnsan günahsız olarak doğar ama günahsız olarak yaşayamaz. Herkesin küçük büyük günahları olur. Allah’ın bizden istediği, kusurumuzu bilmektir, bir daha yapmamaya gayret etmektir, yoldan çıkarsak da güzel bir şekilde dönmektir.

Günahlarımız ne kadar çok olursa olsun, Allah’ın rahmeti hepsinden büyüktür. Allah’ın affetmeyeceği hiçbir günah yoktur. Yeter ki biz pişman olup tövbe edelim. 

Ama sakın nasıl olsa tövbe ederim diye günaha da meyletmeyelim. Ya tövbe etme fırsatını bulamazsak halimiz ne olur!? Her an ölebileceğimiz için, Allah’ın huzuruna tövbesiz gitmemek adına her an hatalarımızı düzeltmekle ve tövbe etmekle meşgul olsak yeridir.

Elbisemizi temizlemek için sabun kullandığımız gibi, manevî kirlerimizi temizlemek için de tövbemiz vardır. Tövbemiz kalbimizi, düşüncelerimizi, hayatımıza istikamet vermemiz konusunda bize moral olur. Hatta düşünebiliyor musunuz tövbemiz amel defterimizi, geçmiş günlerimizi bile temizler. İnsanı manen anasından doğmuş gibi tertemiz yapan şeylerden birisi de tövbedir. 

Mesela, Allah’a şirk koşan, ömrü küfürde, bâtıl inanışlarla geçmiş birisi, tövbe etmesiyle, ondan sonraki hayatı tertemiz bir sayfa ile başlıyor. 

Şu hadisler konuyu ne güzel özetliyor:

Hz. Aişe (ra) naklediyor:

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Ey Hubeyd! Her ne zaman günah işlersen hemen tövbe et.” 

Dedi ki: “Yâ Rasulallah günahlarım çoktur.” 

Buyurdu ki: “Allah’ın affı, senin günahlarından daha çoktur, ey Hubeyd ibni Haris.”
(Suyutî, Camiu’s-Sağir, h. no: 5438) 

Hz. Enes’den (ra):
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Kul tövbe ettiği zaman, Allah onun günahlarını hafaza (muhafız, koruyucu) meleklerine unutturur. Yine günahlarını onun organlarına ve dünyadan bunları bilenlere de unutturur, tâ ki, Allah’a kavuştuğunda, günahı sebebiyle aleyhine şahitlik yapacak kimse kalmasın.” 
(Müslim, Zikir, 43)

Hz. Enes bin Malik el-Ensarî (ra) naklediyor:
Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“Allah’a şu kulun sesinden daha güzel bir ses yoktur. O ses ki, bir zamanlar yaptığı bir günahtan dolayı içi yanmış bir insanın, o günahını her hatırladıkça kalbinin korku ile dolup, üzüntüyle feryat edip, ‘Yâ Rabbî’ diyen sesidir.” 
(İbni Mace, Zühd, 30)