TR EN

Dil Seçin

Ara

Aralık 2022

post-title

Aralık 2022, 552

PDF DOSYASI

Merhaba değerli dostlarımız,

İnsanın yeryüzüne indirilişini tavsif etmede Kitap Ehliyle aramızda çok önemli fark vardır. Onlar “kovulmak” olarak ifade ederler ve aslında tüm Batı kültürünün şekillenmesinde bu inanışın izleri görülür. Batılı anlayış, başta ilim olmak üzere varlığa ve hayata dair her şeyi “savaşarak, mücadele ederek, zorla alma” mantığı üzerine kuruludur. 

Oysa Müslümanlar ilk insanın Cennetten ihracını, çıkarılmasını Allah’ın hikmeti çerçevesinde yorumlar ve Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle bu hikmeti, “tavzif” olarak görürler. Yani, vazifelendirmek, bir göreve atamak.

Bediüzzaman Hazretleri Mektubat isimli eserinde bu tavzifin iki yönünü şu mealde cümlelerle nazara verir: Allah, insanın mahiyetine maddi ve manevi yetenek çekirdekleri koymuştur ve bu çekirdeklerin yeşermesi için dünya toprağı gereklidir.

Evet insan dünya hayatında pek çok haller içinde yuvarlanır, acıkır, hasta olur, sıkıntılar, belalar, ölüm.. vb insanı harekete sevk eder, çareler arattırır. Bu arayışlar da insana verilen maddi ve manevi kabiliyetlerin gelişmesini sağlar.

Necip Fazıl’ın harika ifadesiyle, “Âlemi benim, beni kendin için yarattın, Seni bulmam için beni uzağa attın.” 

Mehmet Kırkıncı Hocamızdan da dinlemiştim. Hz. Âdem ile Havva annemizin Cennette kalmaları halinde hem yeteneklerinin gelişmeyeceğini, hem de nimetleri bile fark edemeyeceklerini söylemişti. Mesela hastalığın olmadığı yerde sağlık nimeti nasıl bilinecekti, bu halde sağlık nimetine şükür hissi de tam olmayacaktı. Ve hocam sözünü bir başka hikmetli neticeyi söyleyerek bir espriyle tamamlamıştı: “İki kişi geldiler, milyarlarca insan ile Cennete dönülecek; kötü mü oldu yani?”

Evet dünya yeteneklerimizin inkişaf edip gelişmesi için çok verimli bir toprak. Burada iman-küfür, hayır-şer, iyi-kötü, güzel-çirkin.. tüm zıtlar, her şey karışık… Tam bir toprak gibi… İnsanlar tercihlerini yapa yapa ilerliyorlar ve seçtikleri yolda gelişiyorlar. Bir yanda peygamber seçilecek kadar yücelen insanlar, diğer yanda firavunluk derekesine düşenler… İnsanlar kendilerini gerçekleştirirken hem yetenekleri filizlenip gelişiyor, hem de dünya da tam bir imtihan alanı oluyor…

Öyleyse, bir yandan ömür bahçemizi şirk, zulüm, sefahet gibi ayrık otlarından koruyacak; diğer yandan da bize verilen yetenek tohumlarını büyütecek bir hayatı yaşıyoruz…

Bu sayımızda kapağa çıkardığımız konu bu açıdan önemli. Âlemler Rabbi, insana ne muhteşem yetenekler vermiş. O yeteneklerle, Allah’ın sanatını anlama, eserlerindeki incelikleri keşfetme, yaratmasındaki ilim ve kudretini tefekkür edip hayran olma kapısı aralandığı gibi; Onun (cc) “her derdin devasını yarattığının” örneklerini görüyoruz. Ayrıca her an, farkında olmadığımız ne kadar çok nimetlerle donatıldığımızı da anlıyoruz ve sonsuz bir şükür duygusu kalbimizi kaplıyor… Yani ömür ağacımız meyvesini vermiş oluyor; Hz. Âdem babamızın şahsında, tüm insanlığın dünyaya gönderiliş hikmeti gerçekleşmiş oluyor… 

Aralık sayımızı yine çok güzel yazılarla sizlere takdim ediyoruz. Emeği ve katkısı olan tüm dostlarımıza ve abone olarak destek olan siz okuyucularımıza teşekkür ediyoruz.

Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın...

-- Editör

Dergideki Yazılar