Başımdan geçen bir olayı ve akabindeki düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Geçtiğimiz ay, memleketten İstanbul’a dönmek için havaalanına gitmiş, bazı tanıdıklarla karşılaşmıştım. Hal-hatır sorduğum tanıdıklarımdan biri, kayın pederinin vefat ettiğini, cenazesinin de uçakla geldiğini ve onu beklediğini söyledi. “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” dedikten sonra, kendisine başsağlığı temennimi bildirdim.
Beklenen uçak indi, akabinde de transfer merkezine sevk edilen bavulları gördük. Sonra da bir büyük, bir de küçük tabutun indiğine şahit oldum. Anlaşılan iki ayrı cenaze vardı. Bunu görünce, arkadaşlarıma “İnsan neden ölür?” şeklinde bir soru yönelttim.
Soru karşısında, “Ben bunu hiç düşünmemiştim…” diyen oldu. Bir diğeri ise dini terminolojideki bazı kelimeler eşliğinde, cevap vermeye çalıştı. Belli ki ilk kez karşılaşıyordu böyle bir soruyla…
“İnsan niye ölür?” diyerek soruyu tekrarladım… Bu sorunun felsefi açıdan da bir cevabı yoktu. Sokrates, Eflatun ve Aristo gibi felsefecilerin de cevaplamakta aciz kaldığı bir soruydu bu... Fakat aynı zamanda cevaplanması gereken önemli bir soruydu?..
O an bugün kaç kişi vefat etmiş diye internetten araştırdık. O gün 154 bin civarında vefatı gösteren sayacı gördük. Sayaçtaki rakamlar hiç durmadan ve hızla artıyordu.
Birden daha önce okuduğum kitaptan “Cenâb-ı Mevlâ (cc), kalem-i kudretiyle mevcûdâtı gece ve gündüz denilen iki sahife üzerine yazıyor. Gazete okumak istersen, günün iki sahifesini oku. Bak! Ne kadar hayat ve memat; ne kadar visal ve zevâl haberlerini görürsün. Bir günün sahifesini okuduğun zaman, insan nevinden en az otuz bin cenaze haberini okursun. İşte, insanı dehşete düşüren ve düşündüren bir haber!” kısmı aklıma geldi.
Her gün yaşanan bu kadar çok “ölüm” varken bunu yok sayıp, Hindistan’da meydana gelen selden dolayı vefat eden 30 kişiden bahsediyor olmak ne kadar trajikomik bir yaklaşım değil mi?
Anlaşılan “İnsan niye ölür?” sorusuna madem kendimizden bir karşılık bulamayacaktık. Cevabı, “Mülk suresi”nin başındaki ayette aradık. Çünkü bu soru, ancak “Kur’an’ın hikmeti”yle cevaplanabilirdi.
Mülk Suresinin 2. ayetinde Rabbimiz, “Ellezi halâkal mevte vel hayate li yebluvekum eyyukum ahsenu amela” (Amelce hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için hem ölümü, hem hayatı yaratan O’dur) buyuruyordu.
Ayete göre, hayat ve ölüm bir “sınav süreci”ydi. İnsanların ölümünü fark edip, bu fiilin failini ve bu fiille bizden ne istendiğini ve bu fiilin mahiyetini merak ederek, Kur’an’a müracaat edip cevap bulan, bu imtihanı kazanarak kurtulacaktır. İnsan vasfını taşıdığı halde, deve kuşunun avcıyı görmemek için başını kuma gömmesi misali, nisyan (unutma) perdesi altına girip, etrafındaki bu kadar ölüm hadisesini görmeyen veya görmek istemeyenler ise, bu imtihanı kaybedecekler.
Bu ayette mühim nükteler var. İşte onlardan birkaçı:
• Ayet, ölüme “mahluk” (yaratılan) demekle, ölümün “tesadüf olmadığı”nı gösteriyor.
• Ölümün akabinde insanın defnedildiği “kabrin”, “hiçlik kuyusu olmadığı”nı müjdeliyor. Nitekim bu konuda Peygamberimiz (s.a.v) “Kabir cennet kapısından bir kapı veya cehennem çukurundan bir çukurdur.” buyuruyor.
• Ölümü, hayattan evvel belirterek, hayattan sonra gelecek “ölümün mahlukiyet cihetinde daha kuvvetli ve gerçekçi olduğu” zikredilmiş oluyor.
• “Hayata gelmenin ve akabinde vefatın daisi, illeti ve sebebi nedir?”in sorgulanması sağlanarak “Amelce hanginiz daha güzeldir…” ifadeleriyle, bu faaliyetin “imtihan” olduğu açıklanıyor…
• Ayette, yaratılanı ancak ve ancak yaradanın öldürebileceği belirtilirken, zahiri sebeplerin ölüm hadisesine bir “perde” olduğuna dikkat çekiliyor. Yani, hakikatte “ölüm hadisesinin tevhide ait” olduğu ilan ediliyor…
- “Yutmak” Fiilimize Farklı Bir Bakış / İnt. Dr. Furkan Güneş
- Garip / Öznur Karaaslan
- Varlığın Kaynağı: Akıl ve Mantık Çerçevesinde Mutlak Yaratıcının Gerekliliği / Muhammed Enes Aydın
- Risale-i Nur Külliyâtı'nda Peygamberimiz Hz. Muhammed'in İsim ve Sıfatları / Serdar Çınar
- Attila İlhan, Paris’te Türkolog Prof. Carlier'i Ziyaretinde Ne Duydu? / Attila İlhan
- Yol / Sıla Taşöz
- PEYGAMBER EFENDİMİZ (ASM) SOKAK KÖPEKLERİ KONUSUNDA NE YAPMIŞTIR? / Selçuk Yıldırım
- Bir Direniş Öyküsü: Raid Salah / Tarık Sezai Karatepe
- Hile-i Şer’iyye / Bekir Sıtkı Baytar
- İnsan, Neden Ölür? / Murat Çetin
- Bir Yıldız Daha Söndü / Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma
- Örneklerle Tevhid Dersi / Bahri Han