TR EN

Dil Seçin

Ara

Satır Arası

Satır Arası

Mustafa Kutlu, dünya seferine bin tahammül yüklüyor.

“Sonra”ların derdinde olanların “şimdi”ye sonsuz yatırım yapmasını umuyor.

“Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek/Sefer de içimde, tahammül de.”

 

***

 

Virginia Woolf, “dünyayı bir ağaç gölgesi”nden ibaret gören “yolcu”nun gölgesini arıyor:

“Ne hoş bir güzelliği vardır, dünyadan hafif adımlarla gülümseyerek geçenlerin.”

 

***

 

İmam Gazalî, dünya mülkünü özetliyor, servetini batacak şeylere yükleyen bizleri uyarıyor. Sözün hakikisi gönlümüze kıymık oluyor:

“Sahip oldukların ancak gemi battığında kaybolmayacak şeylerdir.”

 

***

 

Oya Uysal, her insanın gözünde yeni bir gökyüzü buluyor, her insana özel gökler çizenin rahmetini hatırlıyor:

“Herkes kendi gecesinden seyrediyor/bir başka gökyüzünü.”

 

***

 

Cemal Süreya’nın bakışı, bir çiçeğin hatırına uçurumu yurt ediniyor.

Uçurum başlarından çiçekleri esirgemeyen Allah, şu fenanın kıyısında boşa bekletmiyor bizi.

Gurbet titreyişini yaşayan bizi sılamıza hazırlıyor:

“Ne demiş uçurumda açan çiçek/Yurdumsun ey uçurum.”

 

***

 

Victor Hugo’nun sözü belli ki düşüncelerin derinliklerinden çıkagelmiş; elmas gibi:

“Elması yerin derinliklerinde aradığın gibi, gerçeği de düşüncelerin derinliklerinde arayacaksın.”

 

***

 

Goethe’nin ömrün sonuna dair tesbiti, bir ömrü gözden geçirmeye değer:

“Adamı çocuklaştırmaz yaşlılık, denildiği gibi. Bizi gerçek çocuklar olarak bulur!”

 

***

 

Hasan Basrî Hazretleri, imanın en yüksek sorumluluğunu, vakte duyarlılığı, zamanı Allah’a göre akıtmayı sade söylüyor:

“Gün, misafirinizdir. Hürmet edin ki, gidince iyiliğinizi söylesin.”

 

***

 

Carl G. Jung, insan okyanusunun en değerli incisini kıyılarımıza taşıyor özenle.

Alıp kabul etmeli:

“Derinliklerin ruhu bana şunu söylemeyi öğretti: ‘Ben bir çocuğun hizmetçisiyim.’ Bu deyiş yoluyla en uç tevazuyu öğreniyorum.”

 

***

 

Nobelli matematikçi John Nash’ın hesabında hata yok gibi:

“Zihnin gücünden daha da büyük olan tek şey, yüreğin cesaretidir.”