Sen yılanın zehrine, dermanı saklayansın.
Geceyi sabah eden, karayı aklayansın.
Ne olur yüreklere derdi hüznü değdirme.
Gariplerin boynunu, Kadir Mevla’m eğdirme.
Viran olmuş kalpleri, vefasıza yıktırma.
Dip köşede yatırıp, kapılara baktırma.
Cümle öksüz yetimin sen derdini bana yaz.
Bir ananın babanın, hasretliğidir ayaz.
Sen Rahman’sın Rahim’sin, kulu bırakma darda.
El ver düşene Mevla’m, dipsiz derin o yârda.
Eller sana açılır, kudretin hürmetine.
Afiyet ver sıhhat ver, Resul’ün ümmetine.
Cananı can yanında, canı canan yanında.
Ayırma hem dünyada hem de gönül hanında.
Hayırla gelsin ölüm, kapımı çalacaksa
Hazır kıl beni sana, bu vuslat olacaksa.
Dert senden derman senden, türlü derdi sun ama.
İmtihan dünyasında ailemle sınama.
Umut kapılarından ümitsizce çevirme
Kara haberle bizi, bir dağ gibi devirme
Elbet senden gelmişiz, elbet bu dönüş sana.
Kaynayan bir ihlâsı, azık eyle insana.
Şafi sensin yâ rabbi, şifa bekleyen kula.
Sen ki filiz verensin, kırılmış kuru dala.
Ne bir çocuk ağlasın, ne de bir yürek yansın
Sen rahmeti bol rabbim, yeri göğü duyansın
Huzur bir muştu gibi kapımıza dayanan
Kalp gözü açık olsun, Arif olsun uyanan.