Bilinen Oluyor!

“Kader” diyen “ilim” demektedir. Kader, ilahi ilimden bir kısımdır. Maddeyi, mekânı, hareketi, zamanı yaratan Allah, elbette bu eserleri bilerek yaratıyor. Biz, kaderde nelerin yazılı olduğunu bilmeyiz. Bilmediğimiz için de tesadüf der, geçeriz. Oysa her olay kader açısından bir tevafuk. 

Evrende tesadüf yok. Tesadüf bizim zihnimizde. Her olay kader defterinde yazılı olunca, biri tarafından bilinince, artık tesadüf denmez ona. Planlar gerçekleştiriliyor. Tasarılar uygulanıyor. Sözün kısası, bilinen oluyor! 

Bitkiler, ağaçlar bir yazgıyı yaşarlar. Tohumlarında, çekirdeklerinde taşırlar kaderlerini. Hayvanlar kaderleriyle büyürler, yumurtalarında yazılıdır yazgıları. İnsanlarda da böyle. Nasıl büyüyecek, rengi, boyu, beden yapısı nasıl olacak, hepsi var genlerinde. 

Kaderin küçük ölçekte örnekleri olan genler, büyük kader defterinden haber veriyor. İnsanlardaki nüfus cüzdanlarını düşün. Merkezdeki ana bilgisayardan yansır bunlar, onu hatırlatır. Tohumlar, çekirdekler, yumurtalar da böyle. Hepsi kaderin küçük birer numunesidir. Şu halde bitkilerde, hayvanlarda, insanlarda, toptan söylersek evrende hiçbir olay yoktur ki yazgısını yaşamasın. Nasıl tesadüf olabilir! 

Bir adam düşün. Her tüfek atışında hedefi on ikiden vuruyor. Yüzde bir, iki, üç değil, yüzde yüz. Buna tesadüf diyebilir miyiz? Dünyada da her olay nasıl olması gerekiyorsa öyle gerçekleşiyor. Sayısız ihtimaller arasından her defasında en uygun olanı seçiliyor. Bunun neresi tesadüf?

Tam bir uyum, mükemmel bir düzen görünüyor her yerde. Tesadüfen olsaydı her şey karmakarışık olurdu. Tesadüfen bir kelime, bir resim, bir kulübe bile meydana gelemezken, incelenmesi için bile ileri düzeyde bilim gereken şu bitki, şu hayvan, şu insan nasıl meydana gelebilir!