Günümüzde bir estetik furyası almış başını gidiyor. Niçin yaptırılıyor? Ne kadar gerekli, ne kadar gereksiz? Yaptıranlar umduklarına maddi manevi kavuşabiliyorlar mı?..
Estetik ameliyatları iki farklı başlıkta düşünebiliriz. Öncelikle, doğumsal bir anomaliye bağlı ya da bir kaza sonucu oluşan şekil bozukluklarını, fonksiyon kayıplarını düzeltmeye yönelik ameliyatlar. Bu bir anlamda mecburi ve sağlıkla ilgili ameliyatlar, tıpta Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahinin konusudur.
Diğer grup ise, hiçbir sağlık sorunu oluşturmadığı halde, daha güzel olmak kaygısıyla yaptırılan estetik ameliyatlar.
Hayalindeki insan olmak
Bu tür ameliyatlarla kişiler hayatında engel olarak gördüğü şeylere anlam ve güzellik geleceği ümidi içindeler. İnsanlar altın oranda burun, dudaklar, görünüş ve tablolara model olacak bir yüzün hayalini kuruyorlar.
Peki insanları halinden şikayetçi yapan, görüntüsünden memnuniyetsizlik duymaya iten sebepler neler?
Kısaca estetik ameliyatların bu kadar revaç bulmasının sebepleri; teknolojinin gelişmesi, sosyal medya, teşvik edici reklamlar, ihtiyaç üreten bilinçaltı telkinler, sahip olduklarını küçümseme ve gözü hep başkalarında olma psikolojisi.. vb, tüm bunların dışında insanları estetik ameliyatlara sevkeden başka etkenler de olabilir.
Hayaller ve hayatlar
Aslında estetik ameliyatlarla ilgili asıl sözü bu ameliyatları olan kişiler söylemeli. Acaba, herkesin gözü önünde olduğunu hissetmenin zorlamasıyla hep en güzel görünme yarışında olan sanatçılar, çalışan çalışmayan bayanlar, farklı ekonomik seviyeden insanlar estetik ameliyat konusunda ne diyorlar? Beklentileri karşılandı mı? Tüm problemleri çözüldü mü? Hayallerindeki hayata kavuşabildiler mi? Ve bu ameliyatları yaptıranlar ne tür sonuçlarla yüz yüze geldiler? Aynaya baktıklarında eskiye kıyasla hangi duyguları yaşıyorlar?..
Bunlar pek sorgulanmıyor, nazarlar daima toz pembe tablolara yönlendiriliyor. Acaba simâsında hiçbir kusur bulamadığımız bir kişi bile, kendisini çirkin bularak neden estetik ameliyat yaptırıyor?
Ameliyat olanların büyük bir kısmının bu ameliyatları yakın çevrelerinden dahi gizlemeleri düşündürücü. Acaba insanlar, işin öncesi ve sonrasıyla ilgili yeterince bilgilendiriliyor mu? Estetik kliniklerin reklamları, medyada boy gösteren estetik doktorları, makyajla ve photoshoplarla istenen şekilde dizayn edilmiş sanatçılar, insanları gerçek dünyaya mı yoksa hayal dünyasına mı götürüyor?
Acaba estetik ameliyat olan bu kişiler yakından ve makyajsız halleriyle nasıl görünüyorlar? Estetik ameliyat olmaya karar verme aşamasında olanlar, ameliyat olanları gerçek halleriyle görseler bakışları değişir miydi? İnsanlar sonucu şüpheli, hatta ölüm riski, duyu kaybı riski, ihtimal dahilinde başka ameliyat risklerini kabul ederek imza ile ameliyat masalarına nasıl yatıyorlar?
Bakışını değiştirmek
Dışımızdaki illüzyonlu dünyanın hipnoz edici havasından nazarımızı çevirsek, hayatın geçiciliğini hatırlasak, bugün bizi çok etkileyen şeylerin kısa zaman sonra önemini ve etkisini yitireceğini düşünsek, muhakkak zihnimiz berraklaşacak, kararlarımız daha çok yere basacak.
Özellikle yaşadığımız hayata bir mümin nazarıyla bakmayı unuttuğumuzda, dünya nazarımızda büyüyor ve ahireti, ebedi hayatı perdeliyor…
Oysa bu dünya bizi tatmin etmekten çok uzak, isteklerimiz bu dünyayı aşıyor. Bu isteklerden bir tanesi de mükemmel, kusursuz ve etkileyici bir güzellikte olmak; ancak bu isteğimiz de tıpkı ölümsüzlüğü isteme duygumuz gibi ahiret hayatımızda karşılığını bulacak bir duygumuz.
Dünyaya bir de bu açıdan baksak; ahirete çalışmak için verilen enerjimizi sonucu müphem işlerde ziyan etmesek.
Her şey doğru yerde aranmalı ki, bulunsun. Burası dünya ve burada hiçbir şey dört dörtlük olmaz. Kâmil güzellik, kedersiz mutluluk, mükemmel estetik.. her şeyiyle cennette.
Bunları dünyada istemek beyhude ve ahiretin, cennetin güzelliklerini unutmanın faturasını, estetik cerrahinin müşterisi olmakla ödüyoruz. Mânevi yönümüzü ihmal etmeler, karşımıza kaygılar ve estetik ameliyatlar olarak çıkıyor.
Sevdiklerimize yardımcı olalım
Estetik ameliyatlara koşmanın geri planında, çocuklukta eksik kalmış duyguların, ihmallerin, ezilmişliklerin, travmaların da etkisi olduğu unutulmamalıdır. Ve bu sebeple sevdiklerimize karşı güler yüzlü, yumuşak huylu olalım. Onlara değer verdiğimizi belli edelim. Büyüklerimiz ne güzel yaparlardı; bebeklikten itibaren “ay yüzlüm, gül yüzlüm” diye hitap ederler, “otur karşıma da şu güzel yüzünü bir seyredeyim biraz hoşbeş edelim” derlerdi, “Rabbim seni ne güzel yaratmış” diye iltifat eder, iman telkin ederlerdi. Ahiretteki güzelliklerin hiç solmayacağını, orada eskimeyen güzelliğimizin olacağını, istediğimiz tüm güzellikleri Allah’ın bize vereceğini anlatırlardı.
Bizler de anlatalım, unutturmayalım bu müjdeleri ki, bu sayede belki yakınlarımızı kırılacak hayallerin yıkıcı etkilerinden kurtarabiliriz.
…
Evet özetle; doğumsal anomali, hastalık ya da kaza nedenli estetik ameliyat dışındaki estetik ameliyatlarını daha ciddi düşünmek gerekiyor. Yazımızı, yüzünü gerdiren ve resimlerini paylaşan bir sanatçı için yapılan yorumla noktalayalım: “Estetik ameliyatla güzel olan bir kadın görmedim.”