TR EN

Dil Seçin

Ara

Her Varlık, Kendisini Var Edenin Binlerce Şahididir

Her Varlık, Kendisini Var Edenin Binlerce Şahididir

Yeryüzündeki canlıların en büyüğü balinadır. Onları ve köpek balıklarının en büyük cinslerini, gözle ancak görülebilecek kadar küçük planktonlar besler. Hattâ, yavrulu bir balina, bu mikroskobik besinle kendi karnını doyurduğu gibi, aynı besinden her gün yüzlerce kilo süt çıkarıp yavrusuna sunar. Bu beslenişte ve bu ikramda, en büyüğü en küçüğe muhtaç eden ve en küçükten en büyüğü çıkaran bir kudretin eseri görünür.

Yeryüzündeki canlıların en büyüğü balinadır. Onları ve köpek balıklarının en büyük cinslerini, gözle ancak görülebilecek kadar küçük planktonlar besler. Hattâ, yavrulu bir balina, bu mikroskobik besinle kendi karnını doyurduğu gibi, aynı besinden her gün yüzlerce kilo süt çıkarıp yavrusuna sunar.

Bu beslenişte ve bu ikramda, en büyüğü en küçüğe muhtaç eden ve en küçükten en büyüğü çıkaran bir kudretin eseri görünür.

Unsurlar arasında en zayıfı havadır. Ağırlığıyla bizi ezmez, yüzümüze çarptığında incitmez, elimizle ittiğimizde bize direnmez.

Ama onu, bir de Rabbinden emir aldığı zaman seyredin:

Fırtınalarla, hortumlarla, kasırgalarla denizleri kaynatır, binaları yıkar, şehirleri yerle bir eder. Felâketlerin en büyüğü, en zayıf unsur vasıtasıyla gelir.

Bu şahlanışta, en kuvvetliyi en zayıf karşısında boyun eğdiren bir izzet ve hâkimiyetin eseri görünür.

Etrafımızdaki canlılar arasında en hakir görüleni, böceklerdir. En ince sanat onların işlediklerinde, en muhteşem düzen onların yaşayışında görünür.

Bu mükemmel sanatta ve bu muhteşem düzende ise, her şeyi her haliyle kuşatan bir ilim ve hikmetin eseri görünür. Çünkü görünen eser, o yaratıkların kendi kabiliyetleriyle münasip değildir.

Yeryüzündeki canlıların en çaresiz durumda olanı, yerinden kımıldamaya kabiliyeti olmayan bitkiler ve ağaçlardır. Onların muhtaç oldukları şey, dağlar gibi bulutlarla onların ayaklarına gönderilir.

Hayvanlar arasında en âciz durumda olanları ise yavrulardır. Onlar için de anne ve babalar âdetâ birer köle olur, gece gündüz onlara hizmet ederler.

Bunda da, en vahşî canavarları bir küçücük mâsum yavruya boyun eğdiren bir kudret ve rahmetin eseri apaçık görünür.

Hangi varlıkta bir kudret eseri görünse, o kendisinden değildir.

Hangi varlıkta bir ilim ve hikmet eseri görünse, kendisine ait değildir.

Hangi varlık bir rahmete mazhar ise, o da kendisinden değildir.

Bütün o varlıklar, kendilerinde eseri görünen ilim, kudret ve rahmetin birer şahidinden başka bir şey değildir.

Başka bir deyişle:

Her varlık, kendi varlığına ancak kendisi kadar şahitlik eder.

Kendisini var edene şahitlik ettiği zaman ise, kendisinden başka bütün varlıkları da beraber şahit gösterir.

Kısacası, kâinatta her varlık, kendisini var edenin binlerce şahididir.