BİLGİ VE PRATİK
“Bir insanın bilgisi vardır, pratiği yoktur, fakat bir diğerinin bilgisi de, pratiği de, tecrübesi de vardır. Bu iki insan asla aynı olamaz. Mesela, birisi bir hastalığın ilacını kitaplarda arar, bulur, okur, üstelik bütün ilaçların isimlerini de bilir, o kadar. Bir diğeri bütün ilaçların isimlerini bildiği gibi, hasta tedavi etmiş ve defalarca tecrübe yapmıştır, bunlar aynı olur mu?”
— Nizamülmülk
***
GÖZYAŞI
İnsanlığın bütün hayat bilgisi, acı içinde ağlayıp Allah’a yalvaran bir çocuğun gözyaşlarına bile değmez.
— Dostoyevski
***
BAŞARI ŞARTI
Başarılı olmak istiyorsan, yağcılardan ve dalkavuklardan uzak durmalısın.
— İbn-i Sina
***
HERKES ALLAH’IN KULU
Irkçılığın hiçbir ilmî temeli yoktur. Ferdin mirasını oluşturan genlerin %99’u tüm insanlarda ortak. Genlerin %1’i, insanın fizikî görünüşünü, yani ırkî kimliğini belirliyor ve modern genetik ilmi, ırklar arasındaki ayrımlarla ilgili ırkî açıklamaları reddetmektedir.
— Aliya izzet Begoviç
***
ÖMRÜNÜN KALAN GÜNLERİ
Peygamberimiz (sav) tedavi yanında hastalara moral verilmesini de öğütlemiştir. “Hastayı sormayı gittiğiniz zaman onu yaşamaya teşvik ediniz, rahatlatıcı, teselli edici sözler söyleyiniz. Çünkü bu, kaderi değiştirmez ama hastanın moralini düzeltir.”
(Tirmizî, Tıb, 35; Feydu’l-kadir: 1/340)
***
İNSAN BAŞIBOŞ MU?
Etrafınıza gözlerinizi çevirip bakın; sonra nazarınızı kendi içinize döndürün. Atom çekirdeğinden hücreye, hücreden o mükemmel insan beynine, tohumdan ağaca, su buharından bulutlara, avucunuza aldığınız kum taneciklerinden kâinatın en uzak köşelerindeki galaksilere kadar aynı kanun, aynı nizam, hiç şaşmadan hükmünü sürdürüyor. Kâinatı başıboş bırakmayan Allah, insanı bırakır mı?
— Prof. Dr. Ayhan Songar
***
Pire yüzünden yorgan yaktım.
Pire kurtuldu, ben yorgansız kaldım.
***
Rüzgârı rahmetinin önünde müjdeci gönderen de O’dur. Nihayet o rüzgâr ağır bulutları yüklendiğinde, Biz onu ölü beldelere gönderir, sonra ondan suyu indirir, o suyla da yerden her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden Biz böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünür ve ibret alırsınız.
(A’raf Suresi, 57)
***
Başımla gönlümü edemedim eş
Biri yüz yaşında biri yirmi beş.
— Celâl Sâhir Erozan
***
ATASÖZLERİNDE ‘YEMEK’
— Baykuşun rızkı ayağına gelir; sıçramadan alamaz.
— Az ye, çok şükret.
— Aç ne yemez; tok ne demez.
— Kısmetsiz dayak bile yenmez.
***
BÖCEĞİN DERSİ
Risale-i Nur’dan sahabelerle ilgili konuyu okurken, kenara bir not yazdım. O sırada küçücük nokta kadar bir böcek çıkıverdi. Derken yanına bir arkadaşı da geldi. İkisi sanki bir şeyler konuştuktan sonra, yazdığım cümleyi hece hece adımlayıp sonuna kadar vardılar. Gidip kaybolacaklar derken, cümlenin sonuna koyduğum noktanın yanında hizaya durdular. Ve cümle üç noktayla bitmiş oldu.
Neymiş o cümle diye meraklandığınızı biliyorum. İşte o cümle:
“Sahabeler de bizim gibi insandılar diyorlar; fakat biz, onlar gibi insanlar değiliz...”
Siz ne düşünürsünüz bilmem ama, gereken yeri biliyorlar gibi...
***
AİLE - GAİLE
Eşlerin kavgası, eğer huyların çatışması değilse, geçici bir sağanaktır. Geçtikten sonra hava daha güzel açılır.
— Cenab Şehabettin
***
RABBANİ MEKTUP
İnsan büyük bir eserdir ve içinde her şey yazılmıştır. Fakat karanlıklar ve perdeler bırakmaz ki, insan içindeki o ilmi okuyabilsin.
— Hz. Mevlana
***
SÖZ VE GEVEZELİK
Dünyamızı karıştıran, söz değil gevezeliktir. Bu yüzdendir ki, bizim, ‘söz gümüşse sükût altındır’ ata sözümüzde gümüşle altının maddeleri değil, âdeta renkleri, güzellikleri ışıldar. Söze bu kadar bir incelik, bir altın ışıldayışı verenlerin, duygu ve düşünce âlemleri ne kadar seçkindir.
— N. Sami Banarlı
***
YÜCE ELÇİ
Hz. Aişe’ye, Peygamber Efendimiz’in (asm) hallerinden en şaşırtıcı olanını sordular.
Ağlamaklı bir şekilde cevap verdi:
“O’nun (asm) hangi hâli şaşırtıcı değildi ki?”
***
ŞÜKÜR
Üzerinde bulunduğumuz dünya gemisi, her gün kendi etrafında bir dönüş yapıyor. Her yıl ise, Güneş etrafında tam bir tur atıyor. Bu seyahatlerin ücreti bizden istenilmeyecek mi?
— Mehmed Kırkıncı
***
SELÂM
Selâm, yaşamımızın özlü ve önemli bir öğesi. Bunu unutur olduğumuzda çok şey yitiriyoruz.
— Haldun Taner