TR EN

Dil Seçin

Ara

Müzik Yetenekli Yapıyor

Müzik Yetenekli Yapıyor

Müziğin çocuk gelişimindeki rolünü inceleyen çalışmaların ilginç sonuçları var. Bu alanda yapılan çalışmalarda ortak tespit şöyle: Müzik eğitimi almayan çocuklara oranla müzik eğitimi alanlar birçok alanda ve zekâ testlerinde daha başarılı olmaktadırlar. Müzik eğitimi, çocuğun duygusal farkındalığını ve hayal gücünü artıyor. Dikkatlerin yoğunlaşmasında önemli bir yere sahiptir.*

Müziğin çocuk gelişimindeki rolünü inceleyen çalışmaların ilginç sonuçları var. Bu alanda yapılan çalışmalarda ortak tespit şöyle: Müzik eğitimi almayan çocuklara oranla müzik eğitimi alanlar birçok alanda ve zekâ testlerinde daha başarılı olmaktadırlar. Müzik eğitimi, çocuğun duygusal farkındalığını ve hayal gücünü artıyor. Dikkatlerin yoğunlaşmasında önemli bir yere sahiptir.*

Kaliforniya Irvine Ün. Öğrenme ve Hafıza Nörobiyolojisi Bölümü’nden fizikçi Gordon L. Shaw ile Wisconsin Üniversitesi’nden psikolog Frances H. Rauscher’ın “Mozart Etkisi” adını taşıyan deneyleri, klasik müzik-IQ ilişkisi üzerine idi. Bu deneyde 36 lise öğrencisine belli bir süre, her gün 10 dakika boyunca Mozart’ın bir piyano sonatı dinletilmiş, sonuçta çocukların IQ’larında bir artış görülmüştü. Aynı gruba dinletilen new age ve dans müziği ise Mozart’taki etkiyi göstermiyordu. Üstelik, Mozart’ın etkisi sadece bir saat sürüyordu.

Shaw ve Rauscher başka bir araştırmayı “Küçük yaşta müzik dersleri almak ve bir enstrüman üzerinde yoğunlaşmak” konusunda yaptılar. Bunun için en yaygın enstrüman olan piyanoyu seçtiler. Çünkü o yaştaki çocuklar piyanoyu daha kolay öğrenebiliyorlardı. Yeni deneyler için bu defa anaokuluna giden 78 çocuk seçildi. Bu arada üç-dört yaşlarındaki bu çocukların ailelerinin sosyo-ekonomik-kültürel yapılarının eşdeğer olmasına da dikkat edildi. Ve bu 78 çocuk dört gruba ayrıldı. Birinci gruba şan ve piyano dersi, ikinci gruba sadece şan dersi, üçüncü gruba bilgisayar dersi verilirken, dördüncü gruptakilere hiçbir enstrüman öğretilmedi. Çocuklar haftada iki kez 15’er dakikalık piyano dersi aldılar, çocukların eşit süreyle ders almalarına da dikkat edildi. Sekiz ay boyunca tüm grupların çalışmaları sürdü. Bu eğitimin ardından 78 çocuğa zekâ testi uygulandığında çıkan sonuç dikkat çekiciydi: Piyano grubundaki çocukların zekâsındaki artış ile diğer gruptakiler arasında %46’lık bir fark vardı!

Çocuklara deneyin başlangıcında da zekâ testi uygulanmıştı. Sekiz ayın sonunda diğer gruplardaki çocukların zekâlarında önemli bir gelişme kaydedilmezken, piyano dersi alan gruptakilerin IQ’larında %46’lık bir gelişme görüldü. Bütün çocuklar bu ölçüm için beş ayrı teste tabi tutulmuştu. Bu testler, puzzle birleştirmek, gösterilen desenleri yapmak, geometrik şekilleri tanımak, nesnelerin doğru renklerini ve resimlerdeki hataları bulmaktan ibaretti.

Shaw ve Rauscher, ilk araştırmalarında “Mozart dinlemenin birkaç saat süren etkisinin” aksine, piyano eğitiminin etkisinin ömürboyu süreceğini söylüyorlar. Deney üç-dört yaşlarındaki çocuklar üzerinde yapılmış olsa da, 12 yaşına kadar alınan piyano derslerinin etkili olacağını ekliyor ve şöyle diyorlar: “Müzik de tıpkı matematik ya da satranç gibi yüksek beyin fonksiyonları gerektiren bir uğraş. Bu alanlar, aynı zamanda iyi gelişmiş ‘spatial’ zekânın da temelini atıyor. Spatial zekâ, görsel dünyayı algılayabilme, nesnelerin görüntülerini zihinde oluşturabilme ve bunların farklılıklarını kavrama yetisine verilen ad.”

Rauscher’e göre müzik, zihinsel imgelemeyi ve bu imgeleri notaları kullanarak müziğe dönüştürmeyi gerektirir, dolayısıyla müzik öğreniminin fen ve matematikle ortak yönü vardır. Çocuklara müzik öğretmek onların zekâlarını, algılama ve öğrenme kapasitelerini, beden ve zihin koordinasyonu kurmalarını ve üretkenliklerini geliştirmektedir.

Araştırmalar, bu bilim adamlarının sözlerini doğrular nitelikte. Biyologlar yeni doğmuş çocuğun beynindeki hücrelerden bir kısmının, sinirlerle birbirine bağlanmış hücre ağının dışında kaldığını söylüyor. Bebeklerde konuşmaları dinlemek, parlak renkli oyuncaklarla oynamak ve müzik dinlemek gibi durumlar bu sinirleri güçlendirerek çocukta zekâ gelişimini sağlıyor.

Türkiye’de müziğin zekâ üzerine etkilerini araştıran M.S.Ü. Devlet Konservatuarı Profesörü Filiz Ali’nin açıklamaları da şöyle: “Müzik ne kadar soyut görünse de son derece bilimsel ve matematiksel. Müziğin içinde bir matematik var. Notalar, solfej hepsi matematik üzerine kurulu. Ve piyano çalmak da matematiksel düşünmeye benziyor. Hem beyni hem bedeni çalıştıran piyano, notaları algılayan beynin tuşlara dokunan parmaklara, pedallara basan ayağa emir vermesiyle bir koordinasyon oluşturur. Bu da beynin birden fazla bölgesini çalıştırarak çok yönlü düşünmeyi ve bağlantılar kurmayı sağlar, beynin kullanımını geliştirir.” “Herkesin matematik yeteneği olmaz ama hepimiz okulda matematik öğrendik. Müzik için de bu geçerli. Çok yetenekli olmasa da çocuklara biraz müzik öğretmek onların zekâsını, algılama, öğrenme kapasitesini, koordinasyon kurmasını ve üretkenliğini geliştirecek, ileride yapacağı meslekte daha başarılı ve kıvrak zekâlı olmasını sağlayacaktır.”

Sadece zekâyı geliştirmesi ile değil, müzik eğitiminin ahlaki değerler kazanma ile ilgili de önemli sonuçları var. Müzikle uğraşanların suçlara çok daha az karıştıklarını ve müziğin kişiler arası sevgi, saygı ve hoşgörü yetilerini geliştirdiğine dair kayıtlar bulunmaktadır.

 

 Müzik ve Sağlık

Mevlevilikte semazenlerin, ney müziğinin insanı cezbeden tılsımlı nameleri eşliğinde dönmeleri ile sağlıklı beden ve ruh hali kazanıldığına inanılır.  

Özellikle Farabi, musikinin diğer bilimlerle de ilişkisini araştırmış ve çeşitli makamların insan ruhuna etkilerini açıklamıştır. 

Selçuklu ve Osmanlılarda müzikle tedavi hastaneleri açılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde der ki: “Merhum ve mağfur Bayezid Veli, Vakıfnamesinde hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def’i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam tahsis etmiştir ki, üçü hanende, biri neyzen, biri kemani, biri musikâri, biri santuri, biri udi olup, haftada üç kere gelerek hastalara ve delilere musiki faslı verirler.” 

Horasan kaynaklı müzik terapi geleneğinde, hastaların duygu durumlarını değiştirerek onların rahatlamaları sağlanır. Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rübab ile ritimli taksim yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır.  Bu şekilde bir icra sırasında, otizmden ve psikolojik çocuk hastalıklarından, geriatriye kadar çeşitli psikolojik ve organik temelli hastalıklarda iyileşmeler gözlenmektedir. Ayrıca ney musikisinin, insanın depresif ruh hali üzerinde olumlu ve tedavi edici tesirleri olduğuna dair tespitler vardır. 

Sonuç olarak, müzik, çocukların kendini ifade etme yeteneklerini geliştiriyor;  estetik, üretici ve yapıcı düşünme kapasitelerini artırıyor. Okul çağındaki çocukların daha hızlı okuma, yazma, anlama ve düşünmede; öğrenme güçlüğü çeken çocukların eğitimlerinde; stresin ve sıkıntının azaltılmasında müzik fayda sağlıyor.  

Doğru müzik eğitimi, insanın estetik duygularının gelişmesini, sesler âlemini ve âlemdeki kurulu düzenin ahengini farketmesini sağlar. Kainat uyum, kıvraklık ve dramatik kurgusu olan ilahi bir senfoniyi andırıyor. Büyük bestekârlar adeta kainatın işleyişindeki ahengin musikisini duymuşlar ve ilahi nağmeleri hissetmişler.

Kâinatın muazzam hareket ve faaliyetindeki ilahi musikiyi en iyi görenlerden birisi de Bediüzzaman’dır. O kainattaki bu musikiye, ‘musika-i ilahiye’ diyerek şöyle izah ediyor:

“Semâyı dinle; nasıl “Yâ Celîl-i Zülcemâl” diyor. Ve arza (yeryüzüne) kulak ver; nasıl “Yâ Cemîl-i Zülcelâl” diyor. Ve hayvanlara dikkat et; nasıl “Yâ Rahmân, yâ Rezzâk” diyorlar. Bahardan sor; bak nasıl, “Yâ Hannân, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Kerîm, yâ Latîf, yâ Atûf, yâ Musavvir, yâ Münevvir, yâ Muhsin, yâ Müzeyyin” gibi çok esmâyı işiteceksin. Ve insan olan bir insandan sor; bak nasıl bütün Esmâ-i Hüsnâyı okuyor ve cephesinde yazılı. Sen de dikkat etsen, okuyabilirsin. Güya, kâinat azîm bir mûsıka-i zikriyedir; en küçük nağme, en gür nağamâta karışmakla, haşmetli bir letâfet veriyor…”

(*) Selin Uluğbay’ın, “MÜZİK EĞİTİMİNİN ÇOCUK ZEKÂSINA OLAN ETKİLERİ” başlıklı makalesinde ilgili referans makaleler yer almaktadır. Kastamonu Eğitim Dergisi, c. 21, sayı. 3, ss. 1025-1034, Tem. 2016 https://dergipark.org.tr/tr/pub/kefdergi/issue/22605/241585