TR EN

Dil Seçin

Ara

Katilin Tövbesi / Mesel

Hz. Peygamber anlatıyor:

Bizden önceki ümmetlerden bir adam vardı. O kadar günah ve cinayet işlemişti ki, canına kıydığı insanların sayısı doksan dokuzu bulmuştu. Nihayet aklı başına geldi. Geçmişini düşünerek, şiddetli bir üzüntüye kapıldı. İşlediği cinayetleri anarak, “Tövbem kabul olmaz.” diye büyük bir ümitsizliğe düştü.

Ona dediler:

“Falan yerde bir âlim var. O çok bilgili bir insandır. Git ve onu bul. Tövbenin kabul olup olmayacağını sor.”

O da kalkıp gitti, tavsiye edilen büyük âlimi buldu. İşlediği cinayetleri, yaptığı hataları bir bir anlattıktan sonra:

“Şimdi ben, bütün bunlardan dolayı tövbe etmek istiyorum. Acaba benim tövbem kabul olur mu?” diye sordu.

Âlim ona:

“Hayır!” dedi. “Senin öldürdüğün insanların sayısı doksan dokuza çıkmış. Senin tövben kabul olmaz.”

Adam da:

“Al öyle ise, seninle yüz olsun!” diyerek âlimi hemen orada öldürdü.

Kendisine bir başka âlim aramaya başladı. Bu kez ona, yeryüzünün en bilgili âliminden haber verdiler. O da gitti ve onu buldu. Yaptığı hataları, işlediği cinayetleri bir bir anlattıktan sonra:

“Öldürdüğüm adamların sayısı da yüze çıktı, şimdi benim tövbem kabul olur mu?” diye sordu.

Âlim:

“Hay hay! Allah’ı razı etttikten sonra senin tövbenin kabulüne kim engel olabilir. Yalnız sana bu kadar günah işleten yeri terkedeceksin. Falan yerdeki insanlar, hem kendileri günah işlemez, hem de başkalarına bu imkânı vermezler. Tövbende samimi isen oraya git!” diye nasihatta bulundu.

Adam yepyeni bir hayata başlamak azmi ile, söylenen yere doğru yola çıktı.

Allah’ın hikmetine bakınız ki, daha yolun yarısında iken, ölüm meleği ile karşılaştı ve hemen orada ruhu alındı.

Az sonra cenazesinin başında biriken rahmet melekleri ile azap melekleri arasında bir tartışma başladı.

Azap melekleri:

“Bunun çok günahı ve bir o kadar da cinayeti var, bunu biz teslim alacağız.” diyorlardı.

Rahmet melekleri ise:

“Gerçi hayır hasenatı yok. Ama, samimi bir tövbesi, bir daha günah işlememeye kesin bir kararı var. Hayır! Biz teslim alacağız.” diye onlara karşı çıkıyorlardı.

Adamın samimi tövbesinden taraf olan Cenab-ı Hak, onların aralarına insan suretinde ve yolcu kıyafetiyle bir melek gönderdi. Onlar, “Şu gelen yolcuyu aramızda hakem yapalım.” dediler ve ona sordular:

O ise:

“Terk ettiği yer ile varacağı yeri ölçünüz. Hangisi yakınsa, oranın insanlarından sayınız!” dedi.

Ölçtüler ve hayata yeniden başlamak üzere yola çıktığı, iyi insanların bulunduğu yere daha yakın olduğunu tesbit ettiler. Böylece tövbekâr adamı, rahmet melekleri teslim aldı. Adam da samimi tövbesinin mükâfatına nail oldu.