TR EN

Dil Seçin

Ara

Aralık 2008

post-title

Aralık 2008, 384

Adamın biri ıssız bir yolda giderken, âniden bir çukura yuvarlanmış. Çıkmaya çabalamış, fakat olmayınca ‘imdaat’ diye bağırmaya başlamış. Oradan geçen birisi sesini duymuş. Ona bakmış. Ve cebinden defterini çıkarıp bir şeyler yazıp atmış aşağıya ve yürümüş gitmiş.

Adamcağız derdine derman bulamayınca, ‘imdaat’ çığlıklarına devam etmiş. Az sonra sesi duyan birisi daha gelmiş çukurun başına. Çukurdaki adama bakıp ona bir güzel nasihat etmiş ve o da yürüyüp gitmiş yoluna. Derken bir arkadaşı görünmüş çukurun başında, “hey dostum” diye bağırmış çukurdaki adam. “Benim, ben; çıkmama yardım eder misin?” Arkadaşı hemen çukurdaki dostunun yanına atlamış. “Yahu sen deli misin? Ne yaptın böyle; bak şimdi ikimiz de çukurdayız.” diye çıkışmış çukurdaki adam.

“Doğru” demiş arkadaşı. “İkimiz de çukurdayız ama, ben bu çukura daha önce de düşmüştüm ve nasıl çıkılacağını biliyorum.”

Evet, sevgili okuyucularımız; abone döneminde bu öykü ile derdimizi anlatmak istedim.

Sürdüreceğiniz aboneliğinizle ve yapacağınız yeni abonelerle bize katkıda bulunursanız, hem bizi teşvik etmiş olur, hem de evinize yuvanıza şu ahirzaman günlerinde inancımız o ki hayırlara davet eden ve vesile olan bir dergiyi evinize taşımış olursunuz. Rabbimiz, yüzümüzü yarın Hakk divanında kara çıkarmasın. Amin. Her birinize sevgi ve duayla…

— Selim Gündüzalp

Dergideki Yazılar