TR EN

Dil Seçin

Ara

DENİZ ALTI GEZİNTİSİ

On yedinci asırda Saray Bostancılarından Sadi Çelebi, IV. Murad’ın huzuruna çıkarak:

“Ben, deniz altında gezerim. Müsaadeniz var mı?” diye sordu.

Padişah bu teklife:

“Gez de görelim.” deyince, Saray adamları Sadi Çelebi’yi Sarayburnu’na getirdiler. Çelebi meşinden yapmış olduğu bir tulumun içine girdi. Bunu denize bıraktılar ve uzun süre beklediler. Çelebi çıkınca Padişah onu takdir ederek:

“Müslüman çalışınca her işi başarır. Çok memnun ve mesrur oldum, aferin.” dedi.

 

***

 

İBNİ SİNA’NIN KİTABI

Büyük İslâm âlimlerinden İbni Sina’nın (980-1037) “el-Kanun fi’t-Tıb” adlı eseri, hem doğu, hem Batı tıp tarihinde benzeri olmayan çok ünlü bir kitaptır. İbni Sina’nın bu sistematik ansiklopedisinin 1500 yılına kadar 16 baskısı yapıldığını biliyor musunuz? Bu eser, 1650 yılından sonra bile okunmaya devam ederek, tarih boyunca en çok okunan tıp kitabı unvanına sahip oldu.

 

***

 

III. AHMET VE ITRÎ

Türk musikisi üstatlarının en büyüğü Itrî’dir. Değerli besteleri ile büyük şöhret sahibi olmuştur. Nât-ı Mevlânâ’yı besteleyen o olduğu gibi, tekbir gibi bir şaheseri de besteleyen odur. Beş vakit ezanı da vakitlerine göre o bestelemişti.

Bu büyük bestekârı bir gün III. Ahmet, saraya davet etti. Sarayda ziyafet veriliyordu. Itrî ziyafete gelince, padişah onu yanına oturttu.

Padişah sofracı başına işaret ederek:

“Üstat için hazırlattığım yemeği getiriniz.” dedi. Ve üzeri yine altın kapakla örtülü altın bir tabağı Itrî’nin önüne koydular.

Padişah:

“Buyurunuz” dedi. Itrî, açınca çok şaşırdı, gözleri doldu. Altın tabağın içi elmas, yakut ve zümrütlerle dolu idi. Bu yüksek iltifat karşısında Itrî:

“Ben bu iltifata, bu servete layık değilim efendim!” dedi.

Bunun üzerine Padişah şöyle iltifat etti:

“Bu mücevherler, eserleriniz karşılığı değildir. Amma kabulünü rica ederim. Sizin eserleriniz ölümsüzdür. Bunlar ise fanidir.”

 

 

***

 

BORÇLANMA

Dışarıdan ilk borçlanma, 24 Ağustos 1854’te İngiltere’den, %6 faizle alınan 3 milyondur. Daha önce dış ülkelere borç veren Osmanlı Devleti, bu tarihten sonra durmadan borçlanmıştır. Buna sebep de Avrupa ve Rus devletlerinin dur durak bilmeyen saldırılarıdır. Dış borç, en fazla Fransa’dan alınmıştır. Alınan para %6 faizle 24,5 milyondur. Ve daha sonra da İngiltere’den %6 faizle 27,8 milyon borç alınmıştır.

Sultan II. Abdülhamid büyük tutumluluk örneği göstererek dış borçların büyük kısmını ödemiş ve devleti uçurumun kenarından kurtarmıştır.