TR EN

Dil Seçin

Ara

Nisan 2009

post-title

Nisan 2009, 388

Bir güzel bahar ayında tekrar merhaba.

Rabbim el ele, gönül gönüle nice hayırlara birlikte yürümeyi nasip etsin. İnşallah amel defterimizin kıyamete kadar kapanmayan sayfasında bu sevaplar, bu ecirler, ötede de ebedî âlemlerde karşımıza çıkar ümidiyle, yine beraber Rabbimize dualar edelim. Zafer sayılarında omuz omuza beraber yürüyelim inşallah.

Bir adam değerli bir halıyı satmaya çalışıyormuş. “Bu halı için kim 100 altın verir?” diye bağırarak tüm kenti dolaşmış. Ve halıyı sattıktan sonra birisi satıcıya yaklaşıp “Bu paha biçilmeyen halı için niye daha fazla istemedin?” diye sormuş. Satıcı bu soruya, “100’den büyük sayı var mı?” diye karşılık vermiş.

Biz de elimizdeki derginin yani Zafer’imizin yıllar yılı ne kadar antika ve değerli olduğunu biliyoruz ama, bu uğurda Allah rızasından ve insanların imanına, ahlâkına hizmetten daha büyük bir şey bilmiyoruz.

Öyle bir âleme geldik ki, dünya bütün şaşası ile gözlerimizi kamaştırıyor. Bir yandan teknolojinin başka başka ürünleri, bir yandan da tüketim çılgınlığı gerçekten de insana ebedî hayatı unutturacak boyutta. Allah’ın yeryüzünde en güzel nimetleriyle donatılmış ve yaratılmış olan bu mübarek insan nasıl olur da varlığını bu kadar ucuz zevklere satabilir, feda edebilir? Nasıl olur da en anlaşılmaz olayların yasalarını çözebilecek yeteneklerle donatılmışken hayatını bu kadar ucuz zevklerin nesnesi haline getirebilir?

Bütün bu evrende olup bitenleri anlayacak yeteneklerle donatılmış insan, sadece günü birlik hayata uyum sağlama arzusunda nasıl boğulabilir? Her şey kendisine hizmet için yaratılmışken, efendi iken, nasıl olur da Allah’tan uzaklaşıp yaratılmışların eline bakan, basit bir dilenci durumuna düşebilir?

Bugün gerçeği görmenin ve göstermenin tam zamanı. Lütfen gözlerimizi açıp uyanalım ve çevremizi de uyandıralım. Yoksa insanı, ye, iç, tüket çılgınlığına mahkûm eden kısır döngüye kapılabiliriz.

Evet Zafer bunun için var. Biz Allah’a ve Onun yoluna bunun için yıllardır çabalıyoruz. Düşman içimizde. Nefs ve şeytanın tuzaklarına karşı tek silahımız Allah’a sığınmak ve Onun yolunda olmak ve olgunlaşmak.

Silkelenelim inşallah; mübarek baharlarla dirilelim. Baharla beraber doğalım yeniden hayata. Her türlü gafletlerle, karanlıklarla dolu yatay boyuttan çıkıp; bilmenin, anlamanın, uyanmanın ve kendimiz olmanın dikey boyutuna yükselmenin zamanıdır.

Kendimizden başlayarak yaşadığımız hayatın anlam haritalarını sorgulamalıyız... Çözüm yine kendimizde, kendi elimizde...

İnsan kendisini nasıl görürse, kendine ve çevresine o inancı taşır.

Biz 33 yıldır bu sevdanın eşliğinde yürüyoruz.

Şimdi bir kez daha bu güzel duyguların değişmemesini istiyoruz. Birlikte yeni yeni zaferlere ulaşmayı hedefliyoruz.

Son olarak, yazılarını göndererek katkıda bulunan tüm yazarlarımıza teşekkürü bir borç biliyoruz.

 

— Selim Gündüzalp

Dergideki Yazılar