Çörek otu kültürümüzde çok önemli yeri olan bir baharattır. Aslında yüzyıllar boyunca çeşitli hastalıklar için kullanılmış olan bu şifalı tohum bir süredir daha çok hamur işlerinin süslenmesinde işe yarar durumdaydı. Son zamanlarda yeniden keşfedilen çörek otunun birçok hastalığın tedavisinde etkinliği olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.
Aslında çörek otu yalnızca bizim kültürümüzde değil, başka toplumlarda da değer verilen bir bitki. Kullanımı Mısır firavunlarının zamanına dek uzayan çörek otu ile ilgili ilk bulgular meşhur firavun Tutankamun zamanından geliyor. Arkeologlar Tutankamun’un mumyası yanında hala bozulmadan kalabilmiş bir kese çörek otu bulmuşlar. Bu devrin âdetlerini inceleyen tarihçiler çörek otunun, firavunu ölümden sonraki hayata hazırlamak için verildiğini belirtiyorlar. Ayrıca o zamanlar doktorların ağır ziyafetler sonrası firavuna bir kese çörek otu sunduğu da gelen rivayetler arasında.
Daha sonraları Eski Ahit’te de çörek otu ile ilgili kısa bölümler olduğunu görüyoruz. Bu pasajlar yazılı ilk metinler olarak kabul ediliyor ve orada ekmek yapımında kullanılmasından bahsediliyor.
Müslüman dünyasında ise Peygamber Efendimiz’in (sav) hadisinde ölüm dışında tüm hastalıklara şifa olduğu belirtilmiş. Bizzat Peygamberimiz birçok durumda ashabına tavsiye etmiş ve kendisi de kullanmış. Daha sonraları Müslüman bilginler tarafından çörek otu yoğun şekilde tavsiye edilmiş ve başarıyla kullanılmış. İbn-i Sina, Avrupa’nın bilimsel gelişimini derinden etkilemiş olan meşhur eseri Kitab’ul Şifa’da, vücudu yenileyici, koruyucu, ağrıları giderici ve yara iyileştirici etkisinden bahsetmiş. Çörek otu tarih boyunca yaygın şekilde kullanılmasına rağmen, sonraları modern tıbbın ve ilaç sanayisinin gelişimi ile tedavi edici gücü hekimler tarafından gözardı edilmiş, ancak halk arasında kullanımı devam edegelmiş. Ta ki 1959’da Mısırlı bir hekim olan El-Dakhakhny tarafından yapılan araştırmanın Almanya’da bilimsel bir dergide yayınlanmasına kadar. O tarihten sonra yavaş yavaş bilim adamlarının ilgisi bu bitki üzerine tekrar toplanmaya başladı. Özellikle son on yılda çörek otu üzerine çok sayıda araştırma yapıldı ve yeni yeni tedavi edici özellikleri ve kullanım alanları ortaya çıktı.
Araştırmalara göre çörek otu yüzden fazla aktif madde içeriyor. Bunların halen bir kısmının fonksiyonu tam olarak anlaşılamamış durumda. Özellikle yüksek yağ oranı ile dikkat çeken bu bitkinin tohumları %23 protein, %30 karbonhidrat, %40 yağ ve uçucu yağlardan oluşuyor. Bu uçucu yağlar büyük oranda çoklu doymamış lipidlerden meydana gelir. Bunlar vücut tarafından üretilmeyen ancak sağlık için çok faydalı olan lipidlerdir ve her gün belli miktar alınması tavsiye edilir. Bu esansiyel yağlar vücut metabolizması için çok önemli fonksiyonlar üstlenir ve çevreden gelen zararlı etkilerin bertaraf edilmesinde görev alır. Çörek otundaki uçucu yağlar bitkiye asıl tedavi edici özelliklerini veren maddelerdir ve bunların başlıcaları timol, timokinon, nigellon ve nigellidin olarak sıralanabilir. İngilizcede adı kutsanmış tohum olarak geçen çörek otunun protein yapısı da vücutta yapılmayan aminoasitleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
Çörek otunun vücuttaki etkileri çok geniştir. En önemli olanlarını şöyle sıralayabiliriz:
GENEL ETKİLERİ
1. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirici etki: Çörek otu immün sistemin yani vücudumuzu yabancı etkilere ve hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sistemini düzenler. Aşırı çalışması halinde dizginler, az çalıştığında ise uyararak yeterli düzeye gelmesine yardım eder.
2. Antioksidan etki: Oksidan maddeler vücudun normal çalışması sırasında oluşan ve hücre yapısını bozan zararlı yan maddelerdir. Vücuttaki antioksidan sistemler bazen yetersiz kalır ve çeşitli hastalıklar ortaya çıkar.
3. Antialerjik etki: Alerji bedende bazı maddelere karşı aşırı reaksiyon verilmesi olarak tanımlanabilir. Çörek otu burada aşırı reaksiyonu dengeleyici bir görev üstlenir.
4. Antiromatizmal etki: Çörek otu eklemlerde yıkıma yol açan romatizmal hastalıklarda eklemi koruyucu görev yapar.
5. Antidiyabetik etki: Çeşitli çalışmalarda çörek otunun kan şekerini düşürücü etkisi gözlenmiştir. Ayrıca şeker hastalığının bazı organlarda meydana getirdiği zararların da oluşmasını engeller.
6. Antitümör etki: Hayvan deneylerinde tümör oluşumunu engellediği ve oluşan tümörlerde küçülmeye sebep olduğu görülmüştür.
7. Antimikrobiyal etki: Çörek otu çok sayıda bakteri ve mantarın iltihaba yol açmasını engelleyici bir etki gösterir.
SİSTEMLER ÜSTÜNE ETKİLERİ
1. Mide-barsak sistemi: Ülser oluşumunu engeller, mide iç yüzeyini örten koruyucu tabaka üretimini artırır.
2. Kalp-damar sistemi: Tansiyon düşürücü ve damar tıkanmasını önleyici özellikleri nedeniyle çok faydalıdır.
3. Beyin ve sinir sistemi: Beyin dokusunda kanamanın ve oksijensiz kalmanın verdiği hasarları engeller. Çocuklardaki sara nöbetlerinin süresini ve sıklığını azaltır.
4. Böbrekler: Antibiyotik kullanımı sırasında verilirse ilaçların böbreğe zarar vermesini engeller. Ayrıca böbrek taşı oluşumuna karşı bir etki gösterir.
5. Karaciğer: Karaciğere karşı toksik olan maddelerin zararlı etkilerini azaltıp siroz oluşumunu engeller.
Bu kadar çok etkisi olan çörek otunu nasıl kullanacağımız da oldukça önemli. Her şeyde olduğu gibi bitkilerin kullanımında da aşırılığa kaçmamamız gerekir. Hastalık olmadan sağlığın devamı için 5 gr kadar çörek otu bir fincan suda on dakika kadar kaynatılarak içilebilir. Soğuk algınlıkları için sabahları yarım tatlı kaşığı kadar dövülmüş çörek otu aynı miktardaki kekik ile bala karıştırılıp yenebilir. Egzama gibi alerjik kökenli deri hastalıkları için çörek otu tozu bir miktar sirke ile karıştırılıp krem haline getirilir ve etkilenmiş bölgelere sürülür. Saçları kuvvetlendirmek için eşit miktarda çörek otu, kekik, ısırgan tohumu ve defne tohumu bir miktar suda kaynatılır ve saçlar bu suyla yıkanıp, başa masaj yapılır. Peygamber Efendimiz (sav) de bu kıymetli tohumu kullanmış ve sahabelerine tavsiye etmiş. Soğuk algınlığı için ezilmiş çörek otunu ya zeytinyağı ile karıştırılarak ya da bir miktar suda kaynatarak buruna damlatılmasını tavsiye etmiş. Sirkede kaynatılmış çörek otunu diş ağrılarında kullanmış. Kına yağı ile karıştırarak deri yaralarına uygulatmış. Sarılık ve felçlerde çörek otu yağını tavsiye etmiş.
Sayılamayacak kadar çok faydası olan çörek otu bitkisi maalesef uzun yıllar araştırılmadan bırakılmıştı. Sonunda Batılı bilim adamlarının geleneksel bitkiler üzerine çalışmalarıyla etkileri yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Ülkemizde de çörek otu üzerine çalışma yapan bilim adamları olması oldukça sevindirici. Çeşitli üniversitelerde çörek otunun etkileri incelenip yurt dışındaki dergilerde kabul görüyor.
Bu bitkinin en önemli özelliklerinden birisi de vücuda toksik etkilerinin çok az olması ve hemen hemen bütün organlar üzerine faydalı etkileri olması. Sevgili Peygamberimiz (sav) çağlar ötesinden ne kadar güzel belirtmiş:
“Şu kara taneye dikkat ediniz, onda ölümden başka her derde deva vardır.”
KAYNAKLAR:
- Goreja, W. G. (2003). Black seed Nature’s Miracle Remedy. New York: Amazing Herbs Press.
- Luetjohann, S. (1998). The healing power of black cumin (C. M. Grimm, Trans.). (1st ed.). Twin Lakes: Lotus Light Publications.
- Khan, M. A. (1999). Chemical composition and medicinal properties of Nigella sativa Linn. Inflammopharmacology, 7(1), 15-35.
- Palaz, T. (2001). Halik’in yarattıklarından halkın istifadesine şifa reçeteleri.
- Schleicher, P.,& Saleh, M. (2000). Black cumin the magical egyptian herb. Rochester: Healing Art Press.