YEĞENE KİTABE
Abdülhak Hamit’in bir yeğeni olmuş. Fakat iki ay sonra da vefat etmiş. Yeğeninin annesi ölen bebeği için manzum bir mezar kitabesi yazması için Abdülhak Hamit’e ısrara başlamış. Sonunda bu ısrarlara karşı koyamayan şair, şöyle bir beyit yazıp vermiş:
“Azimet eyledi gitti beka beka diyerek,
Bıraktı dâr-ı fenayı kaka kaka diyerek.”
***
HAYATÎ MESELE
Romalıların Siraküza’yı kuşatması sırasında meşhur Arşimed de orada idi. Onca kuşatma kargaşası içinde Arşimed çizdiği bazı şekillerin önünde durmuş düşünüyordu. Onu bu halde gören Romalı bir asker ona doğru yürümeye başladı. Asker yaklaştığında onu farkeden Arşimed, askerin “Ne yapıyorsun?” sorusuna heyecanla şöyle karşılık verdi:
“Şekillerimi bozma!..”
***
İŞİN EHLİ
Sadi-i Şirazî anlatıyor. Bir adamın gözü ağrımış, o da tutmuş baytara gitmiş. Baytar da hayvanlara yaptığı ilaçtan adamın gözüne damlatmış. Ve adam da kör olmuş.
Adam koşup doktora şikayette bulunmuş. Doktor da ona şu cevabı vermiş:
“Gözün diyeti lâzım gelmez, sen insan gibi akıllı davransaydın baytara gitmezdin.”
***
VASİYET
Ağır bir hastayı ziyarete gelip, saatlerce oturan birisi, sonunda gitmeye karar verip hastaya sormuş:
“Birader bir vasiyetin var mı?”
Hasta zar zor konuşarak “evet” demiş.
Ziyarete gelen “nedir?” diye sorduğunda, hasta şu cevabı vermiş:
“Hasta ziyaretlerini kısa tut emi!..”
***
BERABERCE
Kadın, kocasına sevimli bir ses tonuyla şöyle demiş:
“Bey, şu sürmeden al da sürüneyim.”
Bu sürme pahalı olduğu için gramla satılıyormuş. Hanımının bu isteğine kocası şöyle cevap vermiş:
“Olur hanım! Alalım da beraber sürünelim.”