TR EN

Dil Seçin

Ara

Mart 2009

post-title

Mart 2009, 387

Sevgili okuyucularımız,

33 yıldır acısıyla tatlısıyla beraberiz, Zaferimiz için çalışıyoruz.

Geriye doğru şöyle bir baktığımızda nice zorlu meşakkatli dönemlerden geçtiğimiz görülüyor. 1970’li yılların son diliminde koyu bir sis bulutu içindeydik. Hem ülke hem de kurumlar olarak. Sonra 1980’li yılların malûm sarsıntılarını yaşadık. Kâğıt sıkıntısı, bir yandan matbaa, mekân ve insan zorlukları, diğer yandan ve elbetteki maddî problemler... Ama çok şükür siz sevgili dostlarımızın gayret ve duaları ile o engelleri de aştık. Ve hemen ardından bir on yıllık Zafer’in müjdeli, yüzleri güldüren topluma taze bir heyecan veren sayıları çıkmaya başladı peş peşe.

Toplumumuz Zafer’in gündeme taşıdığı konuları konuşur ve anlatır oldu. Yine aynı yıllara rastlayan gerçeğe doğru serisiyle bu dönemde muazzam bir hizmet oldu. 1990’lı yıllara kadar böylece geldik. Ardından ülkenin yaşadığı zorluklara paralel olarak biz de inişler çıkışlar yaşadık. Rabbimize sonsuz hamd olsun bu güne kadar hiçbir sayı atlamadan Zafer’i sizlere ulaştırmaya çalıştık, çabaladık.

Malumunuz 1999 zelzelesi milat oldu hepimiz için, Zafer için de... Ama yine dostlar, sadık okuyucular ve dualarla bu günleri de geride bıraktık. Şimdi 2009 yılı itibariyle Zafer, tekrar taze bir kan değişimi ile yenilendi, kendine geldi. Bu değişim Zafer’in muhtevasına da yansıdı. Ruhlar da bu değişimi hissetti. Dalga dalga yurdun her yanından yankılarını duyduk. Ve uzun bir aradan sonra Zafer’in tirajında ilk defa yükselişler yaşadık. Mutluyuz, sevinçliyiz. Rabbimize sonsuz şükürler ediyoruz. Durmak yok daha fazlasını istiyoruz. Neler yapabiliriz diye çabalıyor ve düşünüyoruz. Zafer’in bu gülen yüzünü sürekli kılmaya, bu açan gülü soldurmamaya sizi de davet ediyoruz.

Bir yazar şöyle der: “Kuşağımızın en büyük devrimi, insanların zihinlerinin içini değiştirerek, hayatlarını değiştirebileceklerini keşfetmesidir.” Bu keşif bize hangi kapalı kapıları açıyor, diye biz de kendimize sormalıyız. Zafer dergisinin, her sayısıyla cemre gibi düşerek, 33 yıldır ruh ve zihinler üzerinde meydana getirdiği değişikliği görüyor ve okuyucularımızdan duyuyoruz. Bunun için de ısrarla bu hizmetin izini sürmeli, peşini bırakmamalıyız. Rabbimize, bizlere bu kadar harika bir hizmet yolu ve metodu ihsan ettiği için, her bir okuyucumuzla ve değişen hayatla beraber sonsuz şükürlerimizi sunuyoruz.

Psikologlar bu bunalım ve stres çağında insanların kendilerini hayata bağlayacak güzel gayeler aradıklarını belirtiyorlar. İnsanların hayattan beklentileri ne kadar farklı olsa da hakikat değişmiyor. Ölümlü ve fani bir hayatı baki bir hayata çevirmek istiyor herkes. Ulvî gayelere bağlanmak istiyor insanlar. Bu kolay mı? Elbette değil. Hatta yanlış fikirler, sapık dinler ve ideolojiler de bu yolda tuzaklarını kuruyorlar.

İşte Zafer Dergisi, tam bu noktada insanlara deva olacak güvenilir ve sağlam çareler ve reçeteler sunuyor. Her sayımızdaki yazıların çeşitliliği ile okuyanların kalp ve aklına sesleniyor, onlara zengin bir istifade ve tedavi imkânı sunuyor. Çünkü biz sadece bir dergi çıkarmıyoruz. Zafer ile yıllardır bu yaralı ruhlara, karışık zihinlere, gayesini arayan hayatlara ışık olmaya, deva olmaya çalışıyoruz. Bu ağır ama önemli sorumluluğun bilincindeyiz. İşte bu ulvî gayeyle ve gayretle 33 yılı da geride bırakırken, yeni yıla yepyeni bir şevkle girerken, size de yeni bir sayı ile merhaba deyip, dostluklarımızı tazelemenin heyecanını yaşıyoruz.

Zafer’de, uzun yıllardır pek çok emeği geçen yazarlarımıza ve özellikle, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a, Pedagog Ali Çankırılı’ya teşekkürler ediyor ve yeni yazarlarımıza da hoşgeldiniz diyoruz.

Selâm ve dualarımızla...

— Selim Gündüzalp

Dergideki Yazılar

Hayat Üç Gündür

“Allah’ım! Bu günün bereketinden nasibimi bol eyle.                                                                Hayırlara ulaşma yolunu kolaylaştır.                                                                                                       İyi…